KUTLUĞHANLILAR

KUTLUĞHANLILAR, 1222-1306 yılları arasında Kirman’da hüküm süren bir hânedan.

Müellif: Ahmet Taşağıl

Hânedanın kurucusu Barak, Karahıtay Hükümdarı Gürhan’ın hâcibi idi. Karahıtaylar’ın ortadan kaldırılması üzerine daha önce elçi olarak gönderildiği Hârizmşah Alâeddin Muhammed’in hizmetine girdi. Alâeddin Muhammed’in oğlu Gıyâseddin Pîrşah babasının ölümünden sonra Irâk-ı Acem’e yerleştiğinde Barak da onun gözde emîrleri arasına girerek İsfahan valiliğine tayin edildi (1221). Kutluğ Han unvanıyla meşhur olan Barak ertesi yıl Kirman’a hâkim oldu ve Kutluğhanlılar adıyla bilinen hânedanı kurdu.

Kirman’daki idaresinin ilk yıllarında Moğollar’ın önünden kaçan Celâleddin Hârizmşah’a bağlanan Barak kızını onunla evlendirerek durumunu sağlamlaştırmak istedi. Ancak Celâleddin’in Cengiz Han karşısında tutunamadığını görünce Moğollar’a tâbi olup onları Hârizmşahlar’a karşı tahrik etti. Ayrıca kızı Sevinç Terken’i Cengiz Han’ın oğlu Çağatay’a vermek suretiyle akrabalık kurdu. Kendisi de ağabeyi Celâleddin Hârizmşah ile anlaşmazlığa düşen Gıyâseddin Pîrşah’ı Kirman’a davet edip annesiyle evlendi (1228). Bir süre sonra Gıyâseddin ile annesinin kendisini zehirlemeyi planladıklarını öğrenince ikisini de öldürttü. Barak, bu olayın ardından Abbâsî halifesine elçi gönderip müslüman olduğunu ve kendisine itaat arzettiğini bildirdi. Halife de ona Kutluğ Sultan unvanını verdi. Barak’ın kurduğu hânedan bu sebeple Kutluğhanlılar diye anılmıştır. 1235’te Sîstan’ı zaptetmeye çalışan Moğol ordusuna yardım eden Barak aynı yıl öldü. Yerine yeğeni ve damadı Kutbüddin Muhammed geçti. Ancak kısa bir süre sonra Moğollar Barak’ın oğlu Rükneddin Mübârek Hoca’yı tahta çıkardılar.

Büyük Moğol Hanı Ögedey’in yanına sığınan Kutbüddin’e Ögedey, Kirman ve Nermeşîr taraflarını verdi. Fakat o Kirman’a Mengü Han zamanında tamamen hâkim oldu. Mahmud Yalavaç ile birlikte Çin’de de Moğollar’ın hizmetinde bulundu. Kutbüddin’in 650 (1252) yılında Kirman’a gelmesi üzerine kaçmak zorunda kalan Rükneddin tahtına geri dönebilmek için Abbâsî halifesine, Lûr atabegine ve Mengü Han’a başvurduysa da bir sonuç alamadı ve Kutbüddin tarafından öldürüldü. Kutbüddin bu arada kendisinin Celâleddin Hârizmşah olduğunu iddia eden bir kişinin isyanını bastırdı ve bölgede hâkimiyetini sağlamlaştırdı.

Kutbüddin ölünce (655/1257) Kirman’ın ileri gelenleriyle bazı Moğol beylerinin de bulunduğu bir mecliste, oğlu Haccâc’ın yaşının küçük olması sebebiyle hanımı İsmetü’d-dünyâ ve’d-dîn Kutluğ Terken Hatun’un hükümdarlığı konusunda karar alındı. Kutluğ Hatun zamanında (1257-1282) Kirman halkı çok rahat bir dönem geçirdi. İlim ve din adamları himaye edildi, çeşitli hayır kurumları açıldı. Kirman’ın deniz ve kara ulaşımı belirli bir sisteme oturtuldu.

Bu dönemde saltanat resmen Haccâc’ın, fiilen Kutluğ Hatun’un elindeydi. Çağataylılar ile İlhanlılar arasındaki savaşlar sırasında bazı devlet adamlarının kışkırtmaları neticesinde Haccâc ile Kutluğ Hatun’un arası açıldı. Bir eğlence sırasında sarhoş olan Haccâc’ın Kutluğ Hatun’u oynatarak aşağılamak istediğini öğrenen Abaka Han onun devlet işlerinden çekilmesini emretti. Haccâc da kendisine destek bulmak amacıyla gizlice büyük Moğol hanlarının yanına gitti. Bunun üzerine Abaka Han onun yakalanarak başşehrine getirilmesi için emir verdi. Delhi’ye kaçan Haccâc burada on yıl kaldıktan sonra Sultan Celâleddin Halacî’den yardım alarak Kirman’ı tekrar ele geçirmek üzere harekete geçtiyse de yolda öldü.

Kutluğ Hatun Kirman’ı bağımsız yönetirken diğer üvey oğlu Soyurgatmış saltanat işlerine karışıp kendi adına hutbe okutmaya başladı. Bazı devlet adamları da Soyurgatmış’ın tarafını tuttular. Onun aşırı hareketlerine daha fazla tahammül edemeyen Kutluğ Hatun, kızı Padişah Hatun ve damadı Abaka Han’dan yardım istedi. Padişah Hatun annesi lehine bir yarlık çıkarttırdı. Bu yarlığa göre Soyurgatmış’ın bütün hassa arazisi elinden alınıyordu. Ancak Soyurgatmış, Abaka’nın yanına giderek onun gözüne girmeyi başardı. Abaka Kirman işlerine karışmaması şartıyla eski arazisini ona iade etti.

Abaka Han ölüp yerine Ahmed Teküder geçince (1282) durum Kutluğ Hatun’un aleyhine döndü. Üvey annesinin azledildiği yolunda aldığı emirle İlhanlı başşehrinden Kirman’a doğru yola çıkan Soyurgatmış, Kutluğ Hatun’la karşılaşıp emri ona okuyunca Kutluğ Hatun hemen Ahmed Teküder’in yanına gitti. Eski tahtını yeniden almak ya da hiç değilse Soyurgatmış’la eşit durumda olmak için bazı temaslarda bulunduysa da muvaffak olamadı ve Tebriz’de üzüntüsünden öldü (681/1282). Cenazesi Kirman’a getirilip törenle defnedildi.

Öte yandan Ahmed Teküder’in yerine İlhanlı tahtına Argun Han geçti (1284). Bu durum Terken Hatun’un kızı Padişah Hatun’un işine yaradı. Kardeşi Soyurgatmış başşehre çağrılarak Ahmed Han taraftarı olduğu gerekçesiyle muhâkeme edildi ve neticede Kirman ülkesini Padişah Hatun’la ortaklaşa idare etmeleri konusunda karar çıktı. Padişah Hatun bu karardan memnun kalmadığını Argun Han’a bildirdi. Bunun üzerine öfkelenen Buka, Padişah Hatun’u Kirman’dan ve devletin merkezinden uzaklaştırmak için onu Abaka Han’ın Anadolu’da bulunan oğlu Geyhatu ile evlendirdi. Soyurgatmış’ı da Hülâgû’nun torunu ve Fars Atabegi Âbiş Hatun’un kızı Gerduçin ile evlendirerek İlhanlılar nezdinde itibarını yükseltmeye çalıştı. 1291 yılında İlhanlı tahtına oturan Geyhatu, Soyurgatmış’ı tahtından azlederek yerine karısı Padişah Hatun’u getirdi (1291). Padişah Hatun kocasının verdiği kumandan ve askerlerle birlikte büyük törenlerle Kirman’a girdi. Kirman tahtına oturduktan sonra “safvetü’d-dünyâ ve’d-dîn” unvanını alan Padişah Hatun, Soyurgatmış’a iyi davranıp kendisini nâib tayin etti. Ancak onda tekrar saltanata sahip olma isteğini görünce şehrin kalesine hapsettirdi. Daha sonra meydana gelen bazı olaylar ve bir kısım devlet adamlarının Padişah Hatun’u kışkırtması üzerine Soyurgatmış zehirlenerek öldürüldü (1294) ve Kirman’daki Derb-i Nev Medresesi’ne gömüldü.

1295’te Baydu İlhanlı tahtına geçince Padişah Hatun’un rakipleri onu devirmeyi tasarladılar. Çünkü Baydu’nun eşi Âlem Hatun Soyurgatmış’ın kızı idi. Padişah Hatun, Baydu Han’ın emriyle öldürüldü. Bir süre sonra da Baydu öldürülüp yerine Gāzân Han geçti. Gāzân Han, Kutluğhanlı tahtına Muzafferüddin Muhammed Şah b. Haccâc’ı getirdi (695/1296). Muzafferüddin’in oğulları babaları Tebriz’de iken vezirini katlederek isyan çıkardılar. Muzafferüddin, Irak ve Fars kuvvetleriyle Kirman’ı on sekiz ay kuşattıktan sonra geri aldı ve isyancıları öldürdü. 703’te (1303-1304) vefat eden Muzaffer’in yerine geçen yeğeni II. Kutbüddin b. Soyurgatmış, İlhanlı hazinesine vergi göndermediği için Olcaytu Han tarafından görevinden alındı ve Nâsırüddin Muhammed b. Burhân vali tayin edildi (706/1306-1307). Bundan sonra Barak Hâcib neslinden gelenler Kirman tahtına geçemediler. Ülke İlhanlı hükümdarlarının tayin ettiği valiler tarafından yönetildi. Tahttan indirilen II. Kutbüddin Şîraz’a çekildi. Onun “vâlidetü’s-selâtîn” diye anılan kızı Kutluğ Han, Muzafferîler’in gerçek kurucusu olan Mübârizüddin Muhammed ile evlenmiş ve 741’de (1340-41) Kirman’ı ele geçirmiştir.

640 (1242) yılında Kirman’da yapılan ve Kubbe-i Sebz diye anılan Terkenâbâd Medresesi, Barak Hâcib soyunun aile kabristanı olarak kullanılmıştır. Kutluğ Hatun kurduğu Serâsiyâb ve Çetrûd köylerine su getirtmiş, Soyurgatmış kendisinin de gömüldüğü Derb-i Nev Medresesi’ni yaptırmıştır.

BİBLİYOGRAFYA

Atâ Melik el-Cüveynî, The History of the World-Conqueror (trc. J. A. Boyle), Manchester 1958, II, 340, 354; Ebü’l-Ferec, Târih, II, 610 vd.; Reşîdüddin, Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. E. Blochet), Leiden 1911, II, 403, 552, 553; Nâsırüddin Münşî-i Kirmânî, Simṭü’l-ʿulâ li’l-ḥażreti’l-ʿulyâ (nşr. Abbas İkbâl), Tahran 1328, s. 26, 47, 52-54, 70, 72, 73, 75-77; Müstevfî, Târîḫ-i Güzîde (Nevâî), s. 528-537; D’Ohsson, Histoire des mongols, Lahey 1834-35, III, 5, 19, 32, 131-133, 396; IV, 90-93, 269, 485; Spuler, İran Moğolları, s. 42, 171-173, 278, 376; Erdoğan Merçil, Fars Atabegleri: Salgurlular, Ankara 1975, s. 91-93, 137; İbrahim Kafesoğlu, Harezmşahlar Devleti Tarihi, Ankara 1984, s. 185 vd., 199, 261; Bahriye Üçok, İslâm Devletlerinde Türk Naibeler ve Kadın Hükümdarlar, Ankara 1993, s. 101-139; a.mlf., “Kirman’da Müslüman Kutluk Devletinde İki Kadın Hükümdar”, AÜİFD, IX (1961), s. 81-98; C. E. Bosworth, The New Islamic Dynasties, Edinburgh 1994, s. 210; W. Barthold, “Karahıtaylar”, İA, VI, 275, 276; J. H. Kramers, “Kirman”, a.e., VI, 818; W. Minorsky, “Kutlug-Han”, a.e., VI, 1053-1055; a.mlf., “Kutlug̲h̲k̲h̲ānids”, EI2 (İng.), V, 553; A. K. S. Lambton, “Kirmān”, a.e., V, 161-163.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2002 yılında Ankara’da basılan 26. cildinde, 492-494 numaralı sayfalarda yer almıştır.

Leave a Comment