BABAESKİ KÖPRÜSÜ

Babaeski ilçesinde XVII. yüzyıla ait bir köprü.

Müellif:

Babaeski kasabasının doğusundan geçen ve Ergene ırmağının kollarından biri olan derenin üstünde bulunan bu köprü, kitâbe köşkündeki beş beyitlik manzum kitâbesinden öğrenildiğine göre, 1043’te (1633-34) Sultan IV. Murad zamanında inşa edilmiştir. İstanbul’dan Rumeli içlerine uzanan büyük kervan ve sefer yolunun üstünde olan Babaeski Köprüsü’nün kimin tarafından yaptırıldığı kesin olarak bilinmemektedir. Kitâbede sözü edilen Sultan Murad’ın “cihad”ı, 1043’te yapılan Lehistan seferi olmalıdır. Ancak, “Bu cisri bir kulu yolunda etti pây-endâz” mısraından anlaşıldığına göre köprü padişah tarafından değil bir “kul”u tarafından yaptırılmıştır.

Köprünün yapıldığı yıllarda yaşamış olan Evliya Çelebi, bu eserin Çoban Veli Kasım Ağa’nın hayratı olduğunu kaydetmektedir. Onun anlattığına göre aslında bir hıristiyan olan Kasım Ağa bu civarda koyun güden bir çobanken müslüman olmuş ve Yeniçeri Ocağı’nda kul kethüdâlığına kadar yükselmiştir. Ancak Sultan Murad zamanında zindana atılan Kasım Ağa, buradan kurtulduğu takdirde vaktiyle koyun güttüğü yerde bir köprü yaptırtmayı adamış ve “halâs olduktan sonra ahdini yerine getürüp dört yüz resmî kîse sarf ederek…” bu köprüyü inşa ettirmiştir. Köprünün, XVII. yüzyıl Osmanlı Devleti tarihinde iç siyasette adı çok geçen Hassa mimarı Kasım Ağa tarafından yapıldığı, hatta onun hayratı olduğu yolundaki söylenti sağlam bir esasa dayanmamaktadır.

Babaeski Köprüsü 72 m. uzunluğunda ve 5,85 m. genişliğindedir. Evliya Çelebi’nin sayılarını yedi olarak verdiği gözlerden bugün altı tanesi görülebilir. Yedincisinin toprakla dolduğu anlaşılmaktadır. En geniş göz 7,30 metrelik bir açıklığa sahiptir. Muntazam işlenmiş kesme taşlardan yapılmış olan Babaeski Köprüsü’nün sivri kemerli gözlerinin aralarında menba tarafında yarım piramit, mansap tarafında yarım koni biçiminde tepelikli sel yaranlar ve mahmuzlar vardır. Her tepeliğin iki tarafında ayrıca birer küçük menfez açılmıştır. Taştan korkulukları olan köprünün ortasında kitâbe köşkü bulunmaktadır. Burada sivri kemerin içine, iki yanına rozetler ile lâle kabartmaları işlenmiş olan beş beyitlik mermer kitâbe yerleştirilmiştir. Kitâbenin önünde taştan bir çift baba bulunur; tam karşısında ise bir çıkıntı üstünde bir namazgâh vardır. Bunun da dört köşesinde kavuk biçiminde tepelikli dört baba yükselir. Rifat Osman Bey, Mimar Kemaleddin Bey’den naklen bunların belki köprünün bânisinin bir vezir olduğuna işaret ettiğini yazmaktadır. Ancak bu tahminin pek inandırıcı olmadığı açıktır. Babaeski Köprüsü, Rumeli topraklarından elde kalabilen Türk Trakyası’nda eski sefer yolunun işaretlerinden biri olarak tarihî değere sahip olduktan başka Türk köprücülük sanatının güzel eserlerinin başlıcalarındandır.


BİBLİYOGRAFYA

, III, 481.

Cevdet Çulpan, Türk Taş Köprüleri, Ankara 1975, s. 171, rs. 103, 1-3.

a.mlf., “Köprülerde Tarih Köşkleri”, , II (1966-68), s. 27.

Gülgün Tunç, Taş Köprülerimiz, Ankara 1978, s. 23-25.

Semavi Eyice, “Mimar Kasım Hakkında”, , XLIII/172 (1979), s. 802-803.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 4. cildinde, 372-373 numaralı sayfalarda yer almıştır.