BAYAT

BAYAT Oğuz boylarından biri.

Müellif: Faruk Sümer

Kâşgarlı Mahmud Dîvânü lugāti’t-Türk’te Oğuz boyları listesinde Bayatlar’a dokuzuncu sırada yer vermiş ve damgasının şeklini de göstermiştir. Fahreddin Mübârekşah’ın Türk ve Oğuz boyları listesinde de Bayatlar zikredilmiştir. Reşîdüddin ise listesinde Bayat’ı Bozok boyları arasında saymış ve boyun adına “devletli ve nimeti bol” şeklinde mâna vermiştir. Yine aynı müellif Bayatlar’ın damgasını göstermiş, diğer üç boyla ortak olan onkununun (totem kuşu) şahin, şölenlerdeki et paylarının “sağkarı yağrın” (sağ kürek kemiği) kısmı olduğunu bildirmiştir.

Oğuzlar’ın İslâmiyet’ten önceki tarihlerinde Bayatlar Korkut Ata (Dede Korkut) ile temsil edilmiştir. XIV. yüzyılın başlarında tesbit edilmiş hâtıralara göre, Bayat boyundan Kara Hoca’nın oğlu olan Korkut Ata akıllı, bilgili ve keramet sahibi bir insandı. “Ala atlı kiş tonlu” Kayı İnal Yavku ile ondan sonra gelen hükümdarlar devrinde çıkan birçok güç siyasî meseleler Korkut Ata’nın dirayeti sayesinde halledilmiştir.

Selçuklular devrinde ise pek az Oğuz boyunun adı geçmektedir. Bu arada 513’te (1119) Basra şehrini Sungur el-Bayâtî’nin idare ettiği görülmektedir. Ancak bu isimde “et-Türkmânî” nisbesinin bulunmaması, onun Bayat boyundan gelmiş olabileceğinde biraz tereddüde yol açıyor. Fakat aynı yüzyılda İran’ın Luristan eyaletindeki Bayat Kalesi’nin adını bu boydan aldığında şüphe yoktur. Öte yandan Bayatlar’ın Anadolu’nun bir Türk yurdu haline getirilmesine de kalabalık bir halde katıldıkları anlaşılmaktadır. XV ve XVI. yüzyıllarda görülen kırk iki yer adı tamamen Anadolu’nun fethi ve iskânında rol oynayan Bayatlar’ın hâtıralarıdır. Bu yer adları Anadolu’nun Fırat ırmağından Adalar denizine kadar olan bölgesinde bulunmaktadır.

Bayatlar’ın kalabalık bir kısmı Selçuklular devrindeki fetih ve göç hareketlerine katılmayarak Seyhun boylarında kalmışlardı. Fakat bunlar Moğol istilâsı üzerine diğer oymaklarla birlikte Anadolu’ya göç ettiler. Ancak istilânın Anadolu’ya da yayılması üzerine Memlük Devleti’nin idaresindeki Kuzey Suriye’ye geçtiler. Bayatlar burada, bilhassa Avşar ve Beğdili boylarıyla birlikte 40.000 çadırdan fazla olduğu söylenen Türkmenler’in Bozok kolunu meydana getirdiler. Buradaki Bayatlar’ın oynadıkları başlıca roller şunlardır:

1. Büyük bir ihtimalle Dulkadıroğulları Beyliği’ni kurmuşlar (1337), bununla ilgili olarak geniş ölçüde Maraş ve Elbistan bölgesinin yeniden iskânına katılmışlardır.

2. XV. yüzyılın başlarında Kara Tatarlar’dan boşalan Yozgat ve komşu yörelerde Bozok oymakları yurt tutmuştu. Bunlar arasında kalabalık sayıda Bayatlar da vardı. Bu Bayatlar kışın Kuzey Suriye’ye gittiklerinden Şam Bayatı adını taşıyorlardı. Bu Şam Bayatı’nın bir bölüğü Akçalu (>Ağçalu) ve Akça Koyunlu (>Ağça Koyunlu) boylarının kolları ile birlikte Kaçar boyunu teşkil ettiler ve XV. yüzyılın sonlarına doğru Kuzey Azerbaycan’daki Gence yöresine gittiler. Bu Kaçarlar’ın da bir kolu XVII. yüzyılın başlarında İran’daki Esterâbâd yöresine göç ettirildi. XVIII. yüzyılın son çeyreğinden başlayarak 1925 yılına kadar İran’ı idare eden Kaçar hânedanı bu Kaçar koluna mensup olup Şam Bayatı’ndan çıkmış olması mümkündür. Bozok’ta kalan Şam Bayatı kolu ise çiftçilik yaptığı ekinliklerde bir müddet sonra köyler kurarak tamamıyla yerleşik hayata geçmiştir.

3. İnallu, Akçalu ve Akça Koyunlu gibi büyük oymakların da yine bu Bayatlar’dan çıkmış olması muhtemeldir.

4. Bayatlar’dan önemli bir kol, XV. yüzyılın son çeyreğinde Akkoyunlu fethi üzerine İran’a göç etti. Bunların bir kısmı Azerbaycan’da, önemli bir kısmı da Hemedan’ın güneydoğusundaki Kezzâz ve Girihrûd yöresinde yurt tuttu. Bu sonuncu Bayat kolu XVI. yüzyılın son çeyreğinde 10.000 çadır olup her yerde aranan cins atlar yetiştiriyorlardı. Şah Abbas Bayatlar’ın toplu halde yaşamalarını mahzurlu gördüğü için beylerinden bazılarını Azerbaycan’daki sancaklara tayin ederek onları dağıttı.

Aynı yüzyılda Horasan’da Nîşâbur bölgesinde de Bayatlar yaşıyordu. Ancak bu Bayatlar’ın Moğol asıllı Bayaut oldukları anlaşılmıştır. Onlara Kara Bayat denilmesi de buradan gelmiş olabilir. Asıl Bayatlar’ı bunlardan ayırt etmek için Ak Bayat yahut Öz Bayat (Bayât-ı mutlak) deniliyordu. XIX. yüzyılın başlarında Ak Bayatlar Azerbaycan’da (5000 kişi), Tahran çevresinde (3000 kişi), Fars’ta Şîraz taraflarında (3000 kişi) olmak üzere üç kol halinde yaşıyorlardı. Kara Bayatlar ise eskisi gibi Nîşâbur dolaylarında (8000 kişi) oturuyorlardı.

5. Kanûnî devrinde Kuzey Suriye’deki ana Bayat kolu yirmi obadan meydana gelmişti. Fakat bu obaların nüfusları fazla değildi. XVI. yüzyılın ikinci yarısında boyun başında bulunan Bozca adlı boy beyi ailesi, boy halkından birçok kimseyi de yanına alarak İran’a gitti. Bunlar orada Bozcalu adıyla anıldılar ve varlıklarını geçen yüzyılın sonlarına kadar korudular.

6. Anadolu’daki Bayatlar başsız kalmış olmakla beraber Pehlivanlı ve Reyhanlı gibi güçlü obaları da vardı. XVII. yüzyılda Bayat’ın obalarından çoğu kardeşleri Pehlivanlılar’ın, geri kalanları da öbür kardeşleri Reyhanlılar’ın etrafında toplandılar. Böylece XVIII. yüzyılda Pehlivanlılar 15.000 çadıra sahip güçlü bir oymak halinde Bozok’ta (Yozgat ve bazı komşu yöreler) oturuyor, Reyhanlılar da 3000 çadıra yükselerek yazı Sivas’ın güneyindeki Yeni İl’de, kışı da Amik ovasında geçiriyordu. XIX. yüzyılda Pehlivanlılar’ın çoğu Yozgat-Ankara arasındaki yörede yerleştiler. Reyhanlılar da 1865’te Amik ovasındaki kışlağında yerleştirildi ve böylece Reyhanlı kasabası meydana geldi. Bayat’ın Kuzu Güdenli oymağı da Kayseri’nin Bucak Kışla yöresinde toprağa bağlandı.

Irak’ta Kerkük bölgesinde oturan Bayatlar hakkındaki bilgiler ise XIX. yüzyıldan geriye gitmiyor. Verilen bilgiye göre adı geçen yüzyılın başlarında Tâuk (>Dakûka) yöresinde 2000 çadır Bayat yaşıyordu. Bu Bayatlar’ın da İran Bayatları’ndan olmaları muhtemeldir.

Bayatlar büyük şahsiyetler çıkarmış boyların başında gelir. Oğuz elinin büyük mânevî şahsiyeti Dede Korkut (Korkut Ata) Bayat’tan olduğu gibi büyük şair Fuzûlî de bu boya mensuptur. Cem Sultan adına Osmanlı hânedanının eski atalarına dair Câm-ı Cem-âyîn adlı eseri yazan Mahmud Oğlu Hasan’ın da Bayat’tan olduğu bilinmektedir. İran Azerbaycanı’nda âşıklar tarafından saz eşliğinde söylenen Bayatî adlı türkülerin aslı da, ismin gösterdiği gibi, Bayat boyunun ezgilerinden gelmektedir. Bayatlar’ın yetiştirdikleri cins atlar ise sadece İran’da değil Irak’ta da en beğenilen atlardan sayılıyordu.

BİBLİYOGRAFYA

Dîvânü lugāti’t-Türk Tercümesi, I, 55-59.
Fahreddin Mübârek Şah, Târîḫ (nşr. E. Denison Ross), London 1927, s. 47.
Reşîdüddin, Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. Berezin), Petersburg 1861, s. 32-38.
Faruk Sümer, Oğuzlar: Türkmenler, İstanbul 1980, s. 222-237, ayrıca bk. İndeks.
a.mlf., “Bayatlar”, TDED, IV/4 (1952), s. 373-417.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 218-219 numaralı sayfalarda yer almıştır.