el-MUHADDİSÜ’l-FÂSIL

Râmhürmüzî’nin (ö. 360/971) hadis usulüne dair eseri.

Müellif:

Tam adı el-Muḥaddis̱ü’l-fâṣıl beyne’r-râvî ve’l-vâʿî’dir. Ashâbü’l-hadîsi kötüleyen bir grupla hadis ehlinin âdâbına riayet etmeden hadis meclisi akdeden bazı şeyhlerin ortaya çıkması üzerine hadis talebelerini bunların etkisinden korumak amacıyla kaleme alınmıştır (Râmhürmüzî, s. 159-162). Mukaddimede öncelikle ashâbü’l-hadîsi tenkit edenlere cevap verilmiş, ehl-i hadîsin değerine dair rivayetler bir araya getirilmiştir. Bu da müellifin bir usul kitabı yazmaktan çok ehl-i hadîse yöneltilen eleştirileri cevaplandırmak istediğini göstermektedir.

el-Muḥaddis̱ü’l-fâṣıl’da yirmi iki konu ele alınmış olup bunlar sırasıyla sünneti nakletmenin fazileti, ilim öğrenmenin fazileti, hadis talebinde niyetin önemi, imlâ meclislerine katılma yaşı, hadis talebesinin dış görünümü, âlî ve nâzil isnad, rihle, hem rivayet hem dirayet ehli olmanın fazileti, esmâ ve künâ ilmi, müttefik ve müfterik ilmi, kitâbetü’l-hadîs, rivayeti kabul edilen veya reddedilenler, tahammül yolları, hadiste lahn ve bunun tashihi, mâna ile rivayet, hadislerdeki çelişkileri giderme yolları, müzakere, rivayet âdâbı, muhaddisin uyması gereken hususlar, hadis imlâ meclisleri ve kitap tasnifi konularıdır (Râmhürmüzî, neşredenin girişi, s. 26-35). Her konu önce Hz. Peygamber’den gelen rivayetler, ardından sahâbe ve tâbiînin görüş ve uygulamaları, daha sonra ulemânın görüşleri ışığında ele alınmıştır. Eserde rivayet âdâbı ile senede dair hususlar üzerinde fazlaca durulmuşsa da daha sonraları hadis ilmine dahil edilen konular yanında bunların oldukça sınırlı kaldığı görülmektedir. Önceki devirlerin usule dair birikiminin bu kitapta bir araya getirilmesi onun bu sahada kaleme alınan ilk eser olduğu kanaatini güçlendirmektedir.

Kitapta rivayet geleneği esas alınmış, mantıkî tahlillerin yerine ele alınan konulardaki merfû, mevkūf ve maktû‘ rivayetler çok defa senedleriyle sıralanmış ve fiilî uygulamalara işaret edilmiştir. Son kısımlarda konular senedsiz zikredilmiştir. Müellif eserini talebelerine imlâ etmiş, pek çok muhaddis ondan rivayet icâzeti almıştır. Nüshalarda râviler hocalarından söz ederken çoğunlukla Kādî unvanını, bazan Ebû Muhammed künyesini, nâdiren de İbn Hallâd ve Hasan b. Abdurrahman isimlerini kullanmışlardır.

Zehebî ve İbn Hacer el-Askalânî’nin el-Muḥaddis̱ü’l-fâṣıl’ın hadis usulü alanında yazılan ilk eser olabileceğini söylemeleri tartışmalara yol açmıştır. Ancak eserin, usul konularının önemli bir kısmını ele almasa bile sadece hadis usulüne tahsis edilmesi sebebiyle ilk olma özelliğini taşıdığı, daha önce Tirmizî ve Şâfiî gibi âlimlerin eserlerinde usul meselelerine yer verilmekle beraber başka ilim dallarına ait konuların da bu kitaplarda yer aldığı ileri sürülmüş ve bu çalışmanın alanın ilk eseri olduğu görüşü savunulmuştur.

Konuları delilleriyle ortaya koyma düşüncesiyle eserde pek çok hadise, bu arada bazı zayıf ve mevzû rivayetlere de yer verilmiştir (Zehebî, Mîzânü’l-iʿtidâl, I, 126-127; Abdullah b. Yûsuf ez-Zeylaî, I, 348). Kitaptaki hadislerin büyük bir kısmı tasnif dönemi eserlerinde de bulunmakla beraber müellif çok defa hadislerin babla ilgili kısımlarını vermekle yetindiği için meşhur musanneflerdeki rivayetlerle el-Muḥaddis̱ü’l-fâṣıl’da yer alanlar arasında zaman zaman lafız farklılıkları meydana gelmiştir. Muhammed Acâc el-Hatîb, kütüphanelerde ondan fazla nüshası bulunan eseri dört nüshasını esas alıp çeşitli fihristler eklemek suretiyle neşretmiştir (Beyrut 1391/1971, 1404/1984). Leonard Librande, Contrast in the Two Earliest Manuals of Ulum al-Hadith-The Beginning of the Genre adıyla bir doktora tezi yapmış (Montreal 1976) ve bu çalışmasında Hâkim en-Nîsâbûrî’nin Maʿrifetü ʿulûmi’l-ḥadîs̱’i ile el-Muḥaddis̱ü’l-fâṣıl’ı mukayese etmiştir. İzzet Tosun da Dirâyetü’l-hadîs İlminin Doğuşu ve el-Muhaddisü’l-fâsıl ismiyle bir yüksek lisans tezi hazırlamıştır (1986, UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü).

BİBLİYOGRAFYA
Râmhürmüzî, el-Muḥaddis̱ü’l-fâṣıl (nşr. M. Acâc el-Hatîb), Beyrut 1404/1984, neşredenin girişi, tür.yer.; Zehebî, Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, III, 905-906; a.mlf., Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XVI, 73-74; a.mlf., Mîzânü’l-iʿtidâl, I, 126-127; Abdullah b. Yûsuf ez-Zeylaî, Naṣbü’r-râye (nşr. M. Yûsuf el-Bennûrî), Kahire 1357, I, 348; İbn Receb, Şerḥu ʿİleli’t-Tirmiẕî (nşr. Hemmâm Abdürrahîm Saîd), Zerkā/Ürdün 1407, s. 41-42; İbn Hacer, Nüzhetü’n-naẓar Şerḥu Nuḫbeti’l-fiker, Kahire 1352/1934, s. 2; Mahmûd et-Tahhân, el-Ḥâfıẓ el-Ḫaṭîb el-Baġdâdî ve es̱eruhû fî ʿulûmi’l-ḥadîs̱, Beyrut 1401/1981, s. 395-404; Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 314; İzzet Tosun, Dirâyetü’l-hadîs İlminin Doğuşu ve el-Muhaddisü’l-fâsıl (yüksek lisans tezi, 1986), UÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, s. 81-91; İsmail L. Çakan, Hadis Edebiyatı, İstanbul 2003, s. 216; Ebû Mahfûz el-Kerîm Ma‘sûmî, “Naẓarât fî Kitâbi’l-Muḥaddis̱i’l-fâṣıl beyne’r-râvî ve’l-vâʿî li’r-Râmhürmüzî”, el-Baʿs̱ü’l-İslâmî, XXX/6, Leknev 1985, s. 59; XXX/7 (1985), s. 91.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2005 yılında İstanbul’da basılan 30. cildinde, 394-395 numaralı sayfalarda yer almıştır.