HÂM

Hz. Nûh’un oğullarından biri.

Müellif:

Kur’ân-ı Kerîm’de Hâm’dan bahsedilmez. Tevrat’ta, Hz. Nûh’un üç oğlundan biri olarak genellikle Sâm ve Yâfes arasında zikredilmekle birlikte (Tekvîn, 5/32; 6/10; 7/13; 10/1; I. Tarihler 1/4) Nûh’un küçük oğlu olduğu belirtilir (Tekvîn, 9/24). Hz. Nûh 500 yaşını geçtikten sonra doğan Hâm (Tekvîn, 5/32), tûfandan önce evli olan diğer kardeşleri gibi eşiyle birlikte gemiye binmiştir (Tekvîn, 7/13). Tevrat’taki bilgilere göre tûfandan sonra üzüm yetiştiren ve şarap imal eden Nûh bir defasında iyice sarhoş olup çadırında çıplak kalmış, babasını çıplak durumda gören Hâm dışarıdaki kardeşlerine durumu haber vermiş, onlar da bir elbise getirerek babalarına giydirmişlerdir. Sarhoşluğun etkisinden kurtulan Nûh Hâm’ın kendisine ne yaptığını anlayınca onun oğlu Ken‘ân’ı lânetlemiştir (Tekvîn, 9/20-27).

Hâm’ın işlediği suçun mahiyetiyle, kendisinin değil oğlu Ken‘ân’ın lânetlenmesinin sebebi Tevrat’ta bildirilmemekte, ancak yahudi tefsirlerinde çeşitli yorumlar yer almaktadır. Yahudi din bilginleri, işlenen suçla verilen ceza arasında bir uygunluk bulunduğunu savunurlar. Bu konuda çeşitli yorumlar yapılmıştır. Bunlardan birine göre Hâm, babasını çıplak görünce dördüncü bir oğul sahibi olmasını önlemek için onu hadım etmiş, Nûh da Hâm’ın dördüncü oğlu Ken‘ân’ı lânetlemiştir. Bir başka yorumda Hâm babasıyla cinsel ilişkide bulunmuş (Talmud, Sanhedrin, 70a), ancak babası ve iki kardeşiyle birlikte daha önce Tanrı tarafından mübarek kılındığı için (Tekvîn, 9/1) Nûh onun yerine Ken‘ân’ı lânetlemiştir. Diğer bir rivayette ise Hâm babasını çıplak durumda görünce gülmüş ve üstünü hemen örteceği yerde gidip öteki kardeşlerine haber vermiş ve böylece suç işlemiştir. Suçlu olduğu için de oğlu Ken‘ân lânetlenmiş ve Hâm’ın soyundan gelen Mısırlılar’la Habeşler esir alınıp oturak yerleri açık olarak sürgün edilmek suretiyle (İşaya, 20/4) cezalandırılmıştır. Ayrıca Hâm Âdem ile Havvâ’nın cennette iken giydikleri, Tanrı’nın diktiği ve Nûh tarafından muhafaza edilen elbiseleri gemiden çıkışta çalarak saklamış, elbiseler kendisinden oğlu Kûş’a, ondan da oğlu Nimrod’a geçmiştir. Bu arada Ken‘ân’ın lânetlenmesinin sebebini suçu onun işlemesine bağlayanlar da vardır.

İlâhî vahyin genel esprisiyle hiçbir şekilde bağdaşmayan, aklî ve ilmî temelden de yoksun olan bu yorumlar bir kenara bırakılırsa Nûh’un çocuklarıyla ilgili Tevrat metinlerinde çelişki olduğu görülür. Şöyle ki, Tekvîn’de (9/24-27) Ken‘ân lânetlenip kardeşlerine kul olması için beddua edildiği bildirildikten sonra kardeşleri olarak Sâm ve Yâfes sayılmakta, fakat Hâm’dan hiç bahsedilmemektedir. Şu halde bu bölüme göre (Tekvîn, 9/20-27) Nûh’un çocukları Sâm, Yâfes ve Ken‘ân’dır. Bu takdirde Tekvîn’deki (9/24) “küçük oğlu” nitelemesi Hâm’ı değil Ken‘ân’ı ifade etmektedir. Diğer taraftan Nûh’un sadık bir adam ve kâmil bir insan olup Allah ile yürüdüğü, Sâm, Hâm ve Yâfes adında üç oğlunun bulunduğu belirtilir (Tekvîn, 5/32; 6/9-10). Araştırmacılara göre, tûfan kahramanı olan mâsum ve kâmil Nûh ile tûfan sonrası bağ dikip üzüm yetiştiren ve sarhoş olan Nûh’tan söz eden bu iki rivayeti uzlaştırmak isteyen Kitâb-ı Mukaddes yazarı Tekvîn’e (9/18, 22) “… babası Hâm” ifadesini ekleyip çelişkiyi gidermeye çalışmıştır (, II, 515; III, 555).

Nûh’un, torunu Ken‘ân’ı lânetlemesine dair Tevrat metni İsrâil ırkının üstünlüğünü ön planda tutan Yahvist yazara aittir ve muhtemelen bu yazar İbrânîler’in dikkatini, Sâm ve İbrâhim’in çocuklarına vaad edilmiş toprakları o dönemde işgal etmekte olan Ken‘ânlılar’ın atasına çekmek için lânetleme hadisesini zikretmiş ve Hâm’ın Ken‘ân’ın babası olduğu ibaresini eklemiştir. Öte yandan Nûh’un, Hâm’ın dört oğlundan sadece birini yani Ken‘ân’ı lânetlemesi de İsrâiloğulları’nın Ken‘ânlılar’a düşman olmasına bağlanabilir.

Tevrat Hâm’ın Kûş, Mitsraim, Put ve Ken‘ân adlarında dört oğlu olduğunu bildirmekte ve bunların çocukları hakkında bilgi vermektedir (Tekvîn, 10/6-20). Kûş’un Habeşler’in atası olduğu, Hâm gemide iken cinsî münasebette bulunduğu için de derilerinin siyah olduğu rivayet edilmektedir (Talmud, Sanhedrin, 108b; , V, 1174). Mitsraim’in neslinin ise Mısır halkını oluşturduğu ileri sürülmüştür. Kitâb-ı Mukaddes’e göre Hâmî ırk, Batı Filistin’den Afrika’ya kadar uzanan bölgeyi kuşatmaktadır (, III, 236).

Tûfandan sonra insanlığın yeniden türeyişiyle ilgili olarak Tevrat’ın verdiği bilgileri kabul eden bazı Batılı ırk ve dil bilimcileri Hâmî ırk ve Hâmî dil tabirlerini kullanmaktadırlar. Bunlara göre Arap unsurlar hariç Mısırlılar, Sudanlılar, Habeşler, Berberîler vb. Afrika kavimleri Hâm’dan türemiştir. Yine bunlara göre Hâmî dil üç gruba ayrılmaktadır: Berberî veya Libya diyalekti, Kûş veya Etiyopya dili, Eski Mısır dili.

İslâmî kaynaklarda Hâm’a dair verilen bilgiler yahudi rivayetlerine benzemektedir: Hz. Nûh’un Hâm, Sâm ve Yâfes adlı üç oğlu vardır. Dördüncü oğlu Ken‘ân (veya Yâm) gemiye binmemiş ve boğulmuştur. Hâm, babasının emrine karşı gelip gemide eşiyle ilişkide bulununca Hz. Nûh ona beddua etmiş ve Hâm’ın soyu siyah derili olmuştur. Hâm Sudanlılar’ın atasıdır. Diğer bir rivayete göre Hâm, babasının çıplak vücudunu örtmediği için soyu bu hale gelmiştir. Hâm’ın çocuklarından Mısrayim Kıbtî ve Berberîler’in, Kût ise Hint ve Sindliler’in atasıdır. Hâm’ın çocukları Afrika kıtası sahillerine yerleşmiştir (Taberî, I, 183-191, 206-207; İbnü’l-Esîr, I, 67-73, 78-81; Sa‘lebî, s. 43-46). Bir hadiste, “Sâm Araplar’ın, Hâm Habeşler’in, Yâfes de Rumlar’ın atasıdır” denilmektedir (Hâkim, II, 546; IV, 463; Heysemî, I, 193; Müttakī el-Hindî, XI, 512-513).


BİBLİYOGRAFYA

, I, 183-191, 206-207.

, I, 41-42.

, I, 67-73, 78-81.

, I, 115-116.

, II, 546; IV, 463.

, I, 193.

, XI, 512-513.

, s. 43-46.

The Babylonian Talmud, XII, 477-478.

E. Palis, “Cham”, , II/1, s. 513-515.

L. Hicks, “Ham”, , II, 515.

E. A. Speiser, “Man, Ethnic Division of”, a.e., III, 235-242.

J. H. Marks, “Noah”, a.e., III, 554-556.

A. R. Schulman, “Cush”, , V, 1174.

M. Wurmbrand – A. Rothkoff, “Ham”, a.e., VII, 1216-1217.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1997 yılında İstanbul’da basılan 15. cildinde, 395-396 numaralı sayfalarda yer almıştır.