KAFFÂL, Muhammed b. Ali

Ebû Bekr Muhammed b. Alî b. İsmâîl el-Kaffâl eş-Şâşî (ö. 365/976)

Şâfiî fakihi.

Müellif:

15 Şâban 291’de (2 Temmuz 904) Şâş’ta (Türkistan) doğdu. Kaffâl lakabı kilitçilik mesleğinden kaynaklanmakta, aynı lakapla anılan Abdullah b. Ahmed el-Mervezî’den ayırt edilmesi için el-Kaffâl el-Kebîr veya el-Kaffâl eş-Şâşî diye anılmaktadır. Genel olarak tefsir, hadis, kelâm ve fıkıh usulü eserlerinde Kaffâl şeklinde geçen âlim Muhammed b. Ali’dir. Abdullah b. Ahmed’e nisbetle az geçtiği fıkıh kitaplarında ise daha çok el-Kaffâl eş-Şâşî olarak zikredilir. Kaffâl 309 (921) yılında hadis öğrenimi için Horasan, Irak, Hicaz ve Suriye’ye gitti. İbn Huzeyme, Muhammed b. Cerîr et-Taberî, Ebû Arûbe, İbnü’l-Bâgandî, Hâkim en-Nîsâbûrî, İbn Düreyd ve Ebü’l-Kāsım el-Begavî gibi âlimlerden hadis dinledi. Çeşitli ilimleri tahsil ettikten sonra Şâş’a dönerek öğretim faaliyetinde bulundu ve Şâfiî fıkhının Mâverâünnehir’de yayılmasını sağladı. Ebû Abdullah el-Halîmî, Abdurrahman b. Muhammed el-İdrîsî, Ebû Abdullah İbn Mende, Muhammed b. Hüseyin es-Sülemî ve Hâkim en-Nîsâbûrî gibi âlimler ondan hadis rivayet ettiler. Tefsir, hadis, fıkıh, usul, kelâm, Arap dili ve şiirde devrinin otoriteleri arasında yer alan Kaffâl cedel sahasında eser veren ilk fıkıh âlimidir. Hâkim en-Nîsâbûrî onu, çağdaşı Mâverâünnehir fakihleri içinde usulü en iyi bilen ve hadis öğrenimi için en çok yolculuk yapan kişi olarak niteler. Kaffâl önceleri Mu‘tezile’nin fikirlerini benimsemiş, şer‘î hükümlerde kıyas ve haber-i vâhidi delil olarak kullanmanın aklen vâcip olması gibi görüşleri savunmuş, ancak daha sonra Ebü’l-Hasan el-Eş‘arî’nin mezhebine yönelerek ondan kelâm öğrenmiştir. Bundan dolayı başta Tefsîrü’l-Ḳurʾân’ı (et-Tefsîrü’l-kebîr) olmak üzere bazı eserlerinde Mu‘tezilî fikirler mevcuttur. Bu kitap, özellikle içerdiği Mu‘tezilî görüşler bakımından Râzî’nin Mefâtîḥu’l-ġayb’ı ile Süyûtî’nin Esrârü’t-tenzîl’inin kaynakları arasında yer alır (Süyûtî, s. 110). Fikirleri Şâfiî kaynaklarında iktibas edilen Kaffâl’in hastanın namazları cemedebileceği, yetişkinin kendisi için akîka kurbanı kesmesinin müstehap olduğu gibi mezhep görüşünün dışına çıkan ictihadları da vardır. Kaffâl Zilhicce 365’te (Ağustos 976) Şâş’ta vefat etti; 366’da öldüğü de söylenmekte (Musannif, s. 89), Şîrâzî ise yanlışlıkla 336 (947-48) yılını vermektedir.

Bizans’a karşı hazırlanan Horasan ve Mâverâünnehir ordusuyla birlikte Rey’e gittiği anlaşılan Kaffâl’in (354/965), Bizans İmparatoru II. Nikephoros Phokas’ın emriyle yazılıp Abbâsî Halifesi Mutî‘-Lillâh’a gönderilen ve Misis ile Tarsus’un istilâsı (352/963) sebebiyle müslümanları aşağılayan kasideye reddiye olarak kaleme aldığı bir hicviyesi vardır. Her iki kasidenin metni Viyana’daki Kaiserlich-Königlichen Hofbibliothek’te kayıtlı yazmalarda (nr. 464, 1996) yer aldığı gibi Sübkî tarafından da iktibas edilmiştir (Ṭabaḳāt, III, 205-213). Horasan, Suriye ve Irak bölgesinden birçok edip ve şair söz konusu kasideye reddiye yazmış, ancak Kaffâl’inki seçilip imparatora gönderilmiştir. Manzum diplomasi dilinin güzel bir örneği olan kaside milletlerarası ilişkilerle ilgili muhtelif çalışmalarda iktibas edilerek incelenmiştir (bunlardan bazıları şunlardır: Carl Brockelmann, “Arabische Streitgedichte gegen das Christentum”, Mélanges de géographie et d’orientalisme offerts à E. F. Gautier [Tours 1937], s. 96-106; Gustav Edmund von Grunebaum, “Eine Poetische Polemik Zwischen Byzanz und Bagdad im 10. Jahrhundert”, Studia Arabica, I [Analecta Orientalia, XIV, 1937], s. 41-64; Selâhaddin el-Müneccid, Ḫuṣûmât diblûmâsiyye fi’l-İslâm: Ḳaṣîde İmbarâṭûri’r-Rûm Phokas fî hicâʾi’l-Müslimîn ve ḳaṣîdetâ el-imâmeyn el-Ḳaffâl eş-Şâşî ve İbn Ḥazm fi’r-red ʿaleyh [Beyrut 1983]; Abdülhâdî et-Tâzî, “Mürâsele diblûmâsiyye şiʿriyye fi’l-ʿaṣri’l-vasîṭ beyne’l-Ḳusṭanṭîniyye ve Baġdâd ḥasbe maḫṭûṭa ferîde fî Fiyenâ”, Fuṣûl edebiyye ve târîḫiyye, nşr. Hüseyin Atvân [Beyrut 1414/1993], s. 257-287).

Eserleri. 1. Meḥâsinü’ş-şerîʿa fî fürûʿi’ş-Şâfiʿiyye. Topkapı Sarayı Müzesi Kütüphanesi (III. Ahmed, nr. 1317) ve Yale University Library’de (Landberg Collection, nr. 614) birer nüshası kayıtlı bulunan eser şer‘î hükümlerin illetlerine ilişkin bir soruya cevap olarak yazılmıştır.

2. Cevâmiʿu’l-kelim fi’l-ḥadîs̱ mine’l-mevâʿiẓ ve’l-ḥikem (bu iki eserin nüshaları için bk. Brockelmann, III, 1200; Sezgin, I, 498). Hacı Selim Ağa Kütüphanesi’nde (nr. 481; ayrıca bk. Brockelmann, III, 1200) Kaffâl adına kayıtlı bulunan Cevâmiʿu’l-kelim fi’l-mevâʿiẓ ve’l-ḥikem adlı eserin, yapılan araştırma sonucunda Müttakī el-Hindî’ye ait olduğu anlaşılmıştır.

Kaffâl’in kaynaklarda zikredilen diğer eserleri de şunlardır: Şerḥu’r-Risâle, Delâʾilü’n-nübüvve, Edebü’l-Ḳāḍî (Edebü’l-ḳażâʾ), Kitâbü’l-Uṣûl, Tefsîrü’l-Ḳurʾân. Brockelmann, çeşitli baskıları yapılmış olan Uṣûlü’ş-Şâşî adlı bir kitabı (Leknev 1278; Delhi 1303; Beyrut 1402/1982) İshak b. İbrâhim eş-Şâşî, Kaffâl eş-Şâşî ve Muhammed b. Ahmed eş-Şâşî’nin eserleri arasında saymaktadır. Ancak kitabın Hanefî fıkıh usulüne dair olması ve içinde İbnü’s-Sabbâğ’ın (ö. 477/1084) eş-Şâmil adlı eserine atıfta bulunulması (s. 312) gibi bazı hususlar bunun her üç Şâşî’ye nisbetini imkânsız kılmaktadır. Müzenî’nin el-Muḫtaṣar’ının şerhi olan ve günümüze ulaşmayan et-Taḳrîb adlı bir eser de bazı âlimlerce yanlışlıkla Kaffâl eş-Şâşî’ye izâfe edilmektedir. İbn Hallikân, Süleym b. Eyyûb er-Râzî’nin aynı adlı eseriyle karıştırıldığını belirttiği et-Taḳrîb’i bizzat gördüğünü ve altı ciltlik eserin aslında Kaffâl’in oğlu Ebü’l-Hasan Kāsım’a (ö. 400/1010 civarı) ait olduğunu söylemektedir (Vefeyât, IV, 200). Ebû Abdullah el-Halîmî’den fıkıh öğrendiği ve Şâfiî mezhebinin önemli şahsiyetlerinden olduğu dışında hayatına dair bilgiye rastlanmayan Kāsım’ın et-Taḳrîb’i benzersiz olarak nitelendirilmektedir. Hadisleri bolca kullanan ve Şâfiî’nin sözlerine sıkça yer veren bu eserin Gazzâlî gibi bir âlim tarafından bile alıntı yapılacak kadar önemli olduğu anlaşılmaktadır. Babası gibi Kāsım da yaygın görüşe aykırı olarak verdiği bir fetvada ikişer şahit tutmaları kaydıyla tarafların yazışma yoluyla nikâh akdi yapabileceğini ileri sürmüştür.


BİBLİYOGRAFYA

, s. 269.

, II, 469-470.

Ebû Âsım el-Abbâdî, Ṭabaḳātü’l-fuḳahâʾi’ş-Şâfiʿiyye (nşr. G. Vitestam), Leiden 1964, s. 92, 106.

, s. 112.

, VII, 244.

, s. 182-183.

İbnü’s-Salâh, Ṭabaḳātü’l-fuḳahâʾi’ş-Şâfiʿiyye (nşr. Muhyiddin Ali Necîb), Beyrut 1413/1992, I, 228-229.

, I/2, s. 282-283.

, IV, 200-201.

, XVI, 283-285.

, IV, 112-114.

, III, 200-213, 472-477.

, I, 148-150, 187-189.

Süyûtî, Ṭabaḳātü’l-müfessirîn (nşr. Ali Muhammed Ömer), Kahire 1396/1976, s. 109-110.

Musannif, Ṭabaḳātü’ş-Şâfiʿiyye (nşr. Âdil Nüveyhiz), Beyrut 1402/1982, s. 88-89, 117-118.

, I, 47, 401, 466, 479, 580, 611, 873; II, 1257, 1608.

, I, 449-453; III, 512.

, I, 307; III, 1200.

L. Nemoy, Arabic Manuscripts in the Yale University Library, Copenhagen 1956, s. 111.

, I, 497-498.

M. Hasan Heyto, el-İctihâd ve ṭabaḳātü müctehidî eş-Şâfiʿiyye, Beyrut 1409/1988, s. 158-160, 178-179.

, IV, 78-84.

Abdullah Mustafa el-Merâgī, el-Fetḥu’l-mübîn fî ṭabaḳāti’l-uṣûliyyîn, Kahire, ts., I, 212-213.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2001 yılında İstanbul’da basılan 24. cildinde, 146-148 numaralı sayfalarda yer almıştır.