REŞÎDÜDDİN FAZLULLĀH-ı HEMEDÂNÎ

REŞÎDÜDDİN FAZLULLĀH-ı HEMEDÂNÎ (Ebü’l Hayr (Ebü’l-Fazl) Hâce Reşîdüddîn Fazlullāh b. İmâdiddevle Ebi’l-Hayr b. Muvaffakiddevle Âlî et-Tabîb el-Hemedânî; ö. 718/1318) İlhanlı devlet adamı, tabip, âlim ve tarihçi.

Müellif: Osman Gazi Özgüdenli

Hemedan’da dünyaya geldi. Doğum tarihi olarak 645 (1247), 646 (1248) ve 648 (1250) yılları verilir. Hekimlikle uğraşan bir yahudi ailesinin çocuğudur. Otuz yaşlarında iken İslâmiyet’i benimsediği rivayet edilmektedir. Muhtemelen Abaka Han zamanında (1265-1282) tabip olarak devlet hizmetine girdi ve Argun Han devrinde (1284-1291) konumunu iyice güçlendirdi. Gāzân Han döneminde Vezir Sadreddin Zencânî’nin katledilmesinin ardından Sa‘deddîn-i Sâvecî ile birlikte vezir tayin edildi (697/1298). Gāzân Han’ın birinci (699/1300) ve üçüncü (702/1303) Suriye seferlerine katıldı. İlhanlı Devleti’nin yeniden yapılandırılması için pek çok alanda uygulanan reformlarda aktif olarak görev aldı. Gāzân Han’ın Tebriz yakınlarında yaptırdığı Şenbigāzân (Şâmıgāzân, Gāzâniyye) Külliyesi’nin mütevelliliğini üstlendi. Gāzân Han’ın Memlükler’e karşı ittifak teklifinde bulunmak için Papa VIII. Bonifacey’e gönderdiği 12 Nisan 1302 tarihli mektupta adının Gāzân Han ve Emîr Kutluğ Şah ile birlikte zikredilmesinden onun dış siyasetle de ilgilendiği anlaşılmaktadır (Mostaert-Cleaves, XV/3-4 [1952], s. 419-506). Gāzân Han, hayatının sonlarına doğru Reşîdüddin’in makam ortağı Sa‘deddîn-i Sâvecî’ye büyük ihsanlarda bulunarak yetkilerini arttırdı. Gāzân Han’a ait Ramazan 703 (Nisan 1304) tarihli bir vakfiyeye bakılarak bu sırada Sa‘deddin’in Reşîdüddin’den daha ön planda olduğu söylenebilir.

Reşîdüddin, Gāzân Han’ın vefatından sonra dinî ve ilmî konulara büyük ilgi duyan Sultan Olcaytu’nun şahsında güçlü bir hâmi buldu. Olcaytu Han onu sâhibdîvân makamına getirirken Sa‘deddîn-i Sâveci’yi de kendisine ortak ve divan işlerinden sorumlu vezir tayin etti. Bu dönemde Reşîdüddin’in İlhanlı Devleti içerisindeki gücü ve nüfuzu arttı, Hatta Olcaytu onun tesiriyle Şâfiî mezhebine geçti. Bu güçlü konumu Sa‘deddîn-i Sâvecî ile aralarının bozulmasına sebep oldu. Kısa bir süre sonra da Sa‘deddîn-i Sâvecî yolsuzluk yaptığı gerekçesiyle idam edildi (10 Şevval 711 / 19 Şubat 1312). Reşîdüddin’in oğulları Olcaytu döneminde İlhanlılar ve bazı mahallî hânedanlarla evlilik bağı kurdular ve önemli görevlere getirildiler. Sultan Olcaytu, oğlu Ebû Said’i veliaht olarak Horasan’ın idaresine gönderdiği zaman Reşîdüddin’in oğlu Abdüllatîf’i de onun vezirliğine tayin etti. Reşîdüddin’in diğer oğlu Celâleddin, Anadolu genel valiliğiyle görevlendirilen Emîr Çoban’ın oğlu Timurtaş’ın veziri idi.

Sa‘deddin-i Sâvecî’nin katledilmesinden sonra Reşîdüddin vezirliği aynı göreve tayin edilen Tâceddin Ali Şah Gîlânî ile birlikte yürüttü. Ancak birkaç yıl sonra bu defa Ali Şah ile ihtilâfa düştü. Sultan Olcaytu’nun vefatının ardından İlhanlı tahtına çıkan Ebû Said Han zamanında olaylar Reşîdüddin’in aleyhine gelişti. Tâceddin Ali Şah’ın entrikası sonucunda görevinden azledilen Reşîdüddin (717/1317) kısa bir süre sonra Sultan Olcaytu’nun zehirletilmesi işine karışmakla itham edilerek yargılandı. Tâceddin Ali Şah ile Emîr Çoban’ın müdahalesinin bulunduğu bu yargılamada suçlu bulundu ve Sultan Olcaytu’yu zehirlediği iddia edilen oğlu İzzeddin İbrâhim ile birlikte Ebher yakınlarında idam edildi (17 Cemâziyelevvel 718 / 17 Temmuz 1318). Reşîdüddin’in naaşı bir süre Tebriz sokaklarında dolaştırıldıktan sonra Tebriz yakınlarında inşa ettirdiği Rab‘ıreşîdî adlı külliyedeki türbeye defnedildi. Bu arada malları yağmalandı, Rab‘ıreşîdî tahrip edildi ve emlâkine el konularak vakıfları geçersiz sayıldı (Hâfız-ı Ebrû, s. 79). Yahudiliğiyle ilgili tartışmalar ölümünden sonra da sürdü. Timur’un oğlu Mîrân Şah mezarını açtırarak kemiklerini yahudi mezarlığına naklettirdi (Spuler, II, 207). Kaynaklarda Reşîdüddin’in yirminin üzerinde çocuğunun adı geçmektedir. Bunlardan Gıyâseddin Muhammed, 1327-1335 yılları arasında Ebû Said Bahadır Han’ın vezirlik görevini yürütmüş, yine oğullarından Şeyhî, Sâtî Beg Hatun’un, Mahmud ise Muzafferîler’in vezirliğini, Emîr Ali de Bağdat valiliği yapmıştır. Reşîdüddin büyük bir servete sahipti. Rab‘ıreşîdî dışında Tebriz, Sultâniye, Hemedan, Yezd, Erdebil, Merâga ve Malatya’da birçok hayır eseri yaptırmıştır. XVI. yüzyılda yaşayan Hândmîr onun Irak ve Azerbaycan’daki hayratının hâlâ devam ettiğini kaydeder (Destûrü’l-vüzerâʾ, s. 317). XVIII. yüzyılın ilk yarısına ait bir Osmanlı tahrir kaydı da bu hükmü doğrular (BA, MM, nr. 590, s. 44).

Reşîdüddin dinî ve fıkhî konularda Gazzâlî’ye büyük ilgi duymuş, Rab‘ıreşîdî’de kurduğu medresede aklî ilimlere önem vermekle birlikte felsefe öğretimini kesin surette yasaklamıştır (Vakfnâme-yi Rabʿ-ı Reşîdî, s. 173). Reşîdüddin âlimleri himaye eden bir devlet adamı idi; matematikçi İbnü’l-Havvâm, kelâm, usul ve dil âlimi Adudüddin el-Îcî bunlar arasında sayılabilir. Eserlerinin yok olmasını önlemek için müellif nüshalarının Rab‘ıreşîdî’de kurduğu büyük kütüphanede korunmasını, Farsça olanların Arapça’ya, Arapçalar’ın Farsça’ya çevrilmesini, müstensihler tarafından çoğaltılarak her yıl belli başlı İslâm şehirlerine ücretsiz gönderilmesini vakfiyesinde kaydetmiştir. Bununla birlikte eserlerinin az sayıda nüshasının günümüze ulaşması bu tedbirlerin fazla işe yaramadığını göstermektedir. Reşîdüddin’in 650. ölüm yıldönümü vesilesiyle Tahran ve Tebriz’de Hollandalı Türkolog Karl Jahn önderliğinde milletlerarası bir sempozyum düzenlenmiştir (Kasım 1969).

Eserleri. 1. Câmiʿu’t-tevârîḫ*. Modern anlamda ilk umumi dünya tarihi olarak kabul edilen Farsça bir eser olup pek çok araştırmacı tarafından bölümler halinde yayımlanmış ve çeşitli dillere tercüme edilmiştir. 2. Şuʿab-i Pençgâne. Bazı araştırmacılara göre Câmiʿu’t-tevârîḫ’in bir bölümünden ibaret olan eser Moğol, Türk, Arap ve İbrânî hükümdarlarının şeceresini ihtiva etmektedir (TSMK, III. Ahmed, nr. 2937). 3. Tavżîḥât-ı Reşîdî. Dinî ve felsefî konularda on dokuz risâleyi içermektedir (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, nr. 835). 4. Kitâbü’s-Sulṭâniyye (Risâletü’s-sulṭâniyye, Fevâʾid-i Sulṭâniyye, el-Mebâḥis̱ü’s-sulṭâniyye). Müellifin Olcaytu ile dinî ve fikrî sahadaki görüşmelerinden oluşmaktadır (Nuruosmaniye Ktp., nr. 3415). 5. Leṭâʾifü’l-ḥaḳāʾiḳ. Çeşitli konularda on dört risâleden ibarettir (nşr. Gulâm Rızâ Tâhir, I-II, Tahran 1353-1357 hş./1974-1978). 6. Beyânü’l-ḥaḳāʾiḳ. Sultan Olcaytu ile ilgili yirmi meselenin izahını ihtiva etmektedir (Süleymaniye Ktp., Kılıç Ali Paşa, nr. 834). 7. Esʾile ve ecvibe. Reşîdüddin’in değişik sorulara verdiği cevapları içermektedir (nşr. R. Şa‘bânî, I-II, İslâmâbâd 1371/1993). 8. Âs̱âr u İḥyâʾ. Ziraat ürünleri ve ziraî teknikler, ölçüler, takvimler, jeoloji, imar faaliyetleri, gemicilik vb. hakkındadır (nşr. Menûçihr-i Sütûde – Îrec Efşâr, Tahran 1368 hş./1989). 9. Tansûḳnâme-i İlḫânî der Fünûn-i ʿUlûm-i Ḫıṭâʾî. Kitap, Wang-shu-ho adlı Çinli bir âlime ait eserin Farsça tercümesiyle bu tercümeye Reşîdüddin tarafından yazılan girişten oluşur (nşr. Müctebâ Mînovî, Tahran 1350 hş./1972). Reşîdüddin’in girişini Abdülbaki Gölpınarlı Türkçe’ye tercüme etmiştir (İstanbul 1939). 10. Mükâtebât-ı Reşîdî (Münşeʾât-ı Reşîdî, Sevâniḥu’l-efkâr-ı Reşîdî) Reşîdüddin’in oğulları ve dostları ile yazışmalarından ibarettir (nşr. Muhammed Şefî‘, Lahore 1947; nşr. Muhammed Takī Dânişpejûh, Tahran 1358 hş./1979). 11. Vaḳfnâme-yi Rabʿ-ı Reşîdî (nşr. Müctebâ Mînovî – Îrec Efşâr, Tahran 1350/1972). 12. Fâʾide-yi Ziyâret (nşr. Îrec Efşâr, Mecelle-yi Îrân-zemîn, XXIII [Tahran 1357/1978], s. 73-93). 13. Miftâḥu’t-tefâsîr. Kur’an tefsirine giriş mahiyetinde olup hayır ve şer, kader, tenâsuh vb. konularda yazılmış sekiz risâleden ibarettir (Süleymaniye Ktp., Şehid Ali Paşa, nr. 304/1). Reşîdüddin’in Kitâb-ı Siyâset ü Tedbîr-i Mülk-i Ḫıṭâʾiyân ile Ṣuverü’l-eḳālîm adlı eserleri günümüze ulaşmamıştır.

BİBLİYOGRAFYA

Reşîdüddin Fazlullāh-ı Hemedânî, Vaḳfnâme-yi Rabʿ-ı Reşîdî (nşr. Müctebâ Mînovî – Îrec Efşâr), Tahran 1350/1972, s. 40, 135-137, 165, 167, 173, 178-179; Vaḳfnâme-yi Se Dîh der Kâşân (nşr. Îrec Efşâr, Ferheng-i Îrân-zemîn içinde), IV, Tahran 1335 hş., s. 122-138; Nâsırüddin Münşî-yi Kirmânî, Nesâʾimü’l-esḥâr (nşr. Celâleddin Hüseynî Urmevî), Tahran 1359 hş., s. 112-117; Vassâf, Târîḫ (nşr. M. Mehdî İsfahânî), Tahran 1338 hş., s. 345-347, 374, 384, 409, 537; Hâfız-ı Ebrû, Ẕeyl-i Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. Hânbâbâ Beyânî), Tahran 1317/1938, s. 79-80, 98; Seyfeddin Hacı b. Nizâm Akīlî, Âs̱ârü’l-vüzerâʾ (nşr. Celâleddin Hüseynî Urmevî), Tahran 1337 hş., s. 284-322; Hândmîr, Destûrü’l-vüzerâʾ (nşr. Saîd-i Nefîsî), Tahran 1317 hş., s. 312-321; Fuâd Abdülmu‘tî es-Sayyâd, Müʾerriḫu’l-Moġūl el-kebîr Reşîdüddîn Fażlullāh el-Hemedânî, Kahire 1386/1967; Mecmûʿa-i Ḫıṭâbehâ-yi Taḥḳīḳī der Bâre-i Reşîdüddîn Fażlullāh-ı Hemedânî (nşr. Seyyid Hüseyin Nasr v.dğr.), Tahran 1350 hş.; C. A. Storey, Edebiyyât-ı Fârsî (trc. Yahyâ Âryanpûr v.dğr.), Tahran 1362/1983, II, 453-473; B. Spuler, Die Mongolen in Iran, Leiden 1985, II, 206-207; R. Amitai-Preiss, “New Material from the Mamluk Sources for the Biography of Rashid al-Din”, The Court of the II-khans 1290-1340: The Barakat Trust Conference on Islamic Art and History (ed. J. Raby – T. Fitzherbert), Oxford 1996, s. 23-37; Hâşim Recebzâde, Ḫâce Reşîdüddîn Fażlullāh, Tahran 1377/1998; A. H. Morton, “The Letters of Rashîd al-Dîn: Ilkhânid Fact or Timurid Fiction”, The Mongol Empire and its Legacy (ed. R. Amitai-Preiss – D. O. Morgan), Leiden-Boston 2000, s. 155-199; Osman Gazi Özkuzugüdenli, Gâzân Hân ve Reformları (doktora tezi, 2000), MÜ Sosyal Bilimler Enstitüsü, tür.yer.; A. Mosteart – F. W. Cleaves, “Trois documents Mongols des Archives Secrètes Vaticanes”, HJAS, XV/3-4 (1952), s. 419-506; Mehdî Beyânî, “Resâʾil-i Fârsî-yi Ḫâce Reşîdüddîn Fażlullāh”, Mecelle-yi Mihr, VIII/9, Tahran 1331/1952, s. 549-552; K. Jahn, “Cihan Tarihçisi Olarak Reşîdüddin”, İTED, III/3-4 (1966), s. 227-236; Îrec Efşâr, “Evḳāf-ı Reşîdî der-Yezd”, Ferheng-i Îrân-zemîn, XVII, Tahran 1349 hş., s. 149-248; CAJ, XIV/1-3, Reşîdüddin özel sayısı (1318-1968), (ed. J. A. Boyle – K. Jahn), Wiesbaden 1970; Nazīr Ahmad, “Rashīduddīn Faḍlullāh, A Great Muslim Historian and Scientist of the Early 14th Century”, Studies in History of Medicine and Science, X-XI, New Delhi 1986-87, s. 149-164; Zeki Velidi Togan, “Raşîd-üd-din Tabîb”, İA, IX, 705-712; D. O. Morgan, “Ras̲h̲īd al-Dīn Ṭabīb”, EI2 (İng.), VIII, 443-444.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2008 yılında İstanbul’da basılan 35. cildinde, 19-21 numaralı sayfalarda yer almıştır.