Cemal Ülke. Kürdistan eyaleti’nin idarî yapısı (1847-1867). Yüksek lisans tezi (2014)

Cemal Ülke. Kürdistan eyaleti'nin idarî yapısı (1847-1867). Yüksek lisans tezi (2014)
Title:Kürdistan eyaleti’nin idarî yapısı (1847-1867)=The administrative structure of the province of Kurdistan (1847-1867). Yüksek lisans tezi
Author:Cemal Ülke
Translator:
Editor:Tez danışmanı: İbrahim Özcoşar
Language:Turkish
Series:
Place:Mardin
Publisher:Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Year:2014
Pages:XII, 95
ISBN:
File:PDF, 2.49 MB
Download:Click here

Cemal Ülke. Kürdistan eyaleti’nin idarî yapısı (1847-1867). Yüksek lisans tezi. Mardin: Mardin Artuklu Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2014, XII+95 s.

Osmanlı Devleti’nin batıda Doğu Roma İmparatorluğunu ortadan kaldırdıktan sonra doğuya yönelmesi Türklerle Kürtlerin, Malazgirt’ten sonra yeni bir döneme girmesine neden olmuştur. Yavuz Sultan Selim’in İran’a yönelik seferi aynı zamanda bölgedeki Kürt emirlikleri ile ittifak sürecini de başlatmıştır. Bu ittifak bölgenin Osmanlı hâkimiyetine girmesinin ardından yerel Kürt yöneticilere (emirliklere) imtiyazlar tanıyan idari düzenlemelerle devam etmiştir. Yavuz Sultan Selim döneminden, 1639 yılında İran’la imzalanan Kasr-ı Şirin Antlaşması’na kadar süren Osmanlı-İran savaşlarında Kürt emirlikleri genellikle Osmanlı Devleti saflarında yer almışlardır. Kürt emirliklerinin Osmanlı Devleti’nden yana tavır takınmalarında pek çok sosyal, siyasal, ekonomik faktör bulmak mümkündür. Ancak genel olarak bu ilişki düzeyinin karşılıklı çıkarlar çerçevesinde yürüdüğünü belirtmek gerekir. 17. yüzyıldan itibaren Osmanlı Devlet-İran ilişkilerinin yoğunluğunu ve önemini kaybetmesine paralel, Kürt emirlerinin de önemi azalmıştır. Bu sebeple Osmanlı Devleti merkezi refleksle fırsat buldukça emirliklerin imtiyazlarına son vermiştir. 19. yüzyıla gelindiğinde Kürt emirliklerin önemli bir kısmı ortadan kalkmıştı. 19. yüzyılın ilk yarısında ise Kürdistan Eyaleti’nin kuruluşu, Yavuz Sultan Selim ile başlayan ve “Kürt Emirlikleri” üzerine bina edilmiş dönemin sonu sayılabilir. 1847’de Bedirhan Bey isyanı bastırıldıktan hemen sonra yapılan yeni idari yapılanmada Diyarbekir Eyaleti, Kürdistan Eyaleti’ne (26 Zilhicce 1263/5 Aralık1847) dönüştürülmüştür. Yeni kurulan bu eyalet ile Osmanlı Devleti yüzyıllardır bölgede egemen olan emirliklerin/yerel güçlerin hâkimiyetine son verip özellikle Rusya ile mücadelesine katkı sağlayacak merkezi bir yönetim tesis etmeyi planlamıştı. Bu sebeple yeni eyalet kurulurken üzerinde en çok tartışılan konu eyalet merkezinin değiştirilmesi olmuştur. Yeni eyalet ve aynı zamanda Anadolu Ordusu’nun merkezi olarak “Kürdistan’ın kalbinde” yer aldığı belirtilen Van Gölü Kıyısındaki Ahlat Kasabası seçilmiştir. Ancak büyük umut ve heyecanla kurulan yeni eyaletin merkezi değiştirilemediği gibi daha sonraki düzenlemelerde de klasik bir Osmanlı eyaletinin ötesine geçmemiştir.

Ottoman State, after destroying Eastern Roman Empire in west turned her face towards east. This new policy started a new era in the relations of Kurds and Turks, a long time after Malazgirt. The military campaign of Sultan Selim started an alliance with the local Kurdish rulers (Mirs). When eastern regions taken under the rule of Ottoman State, this alliance continued with certain privileges granted to local Kurdish rulers/mirs. From the time of Sultan Selim up to Qasr-i Shirin treaty in 1639, during all Ottoman ?Iran wars, local Kurdish emirates had generally been on the side of the Ottomans. There are many social, political and economic factors affecting their choice. However it must be stated that this relation had been based on mutual interests of both sides. From 17th century onwards Ottoman-Iran relations lost its intensity and importance. Parallel to this development the importance of Kurdish emirates declined and Ottoman State, with centralist reflexes, started to give an end to the privileges of these emirates. Until the 19th century most of the Kurdish emirates had already been destroyed. The establishment of “Kurdistan Province” in the first half of the 19th century can be regarded as the end of a period based on “Kurdish Emirates”. In 1847, following the suppression of Bedirkhan Beg’s revolt, “Diyarbekir Province” had transformed into “Kurdistan Province” (5 December 1847). With the establishment of the new Province, Ottoman State planned to give an end to the hundreds years of rule of local Kurdish notables/mirs and create a new central administration which will contribute to her struggle with Russia. Therefore the hottest debate was about the centre of the new province. Ahlat district, on the western shores of Van Lake, selected as the centre of new province, and simultaneously centre of Anatolian Army was “in the heart of Kurdistan”. The Province was established with great expectations and enthusiasm, but the attempt to change the centre of the province failed and in the following years the province was nothing more than another ordinary Ottoman province.