Münir Aktepe. Mehmet Emnî Beyefendi (Paşa)’nin Rusya Sefâreti ve Sefâret-nâmesi (1974)

Münir Aktepe. Mehmet Emnî Beyefendi (Paşa)'nin Rusya Sefâreti ve Sefâret-nâmesi (1974)
Title:Mehmet Emnî Beyefendi (Paşa)’nin Rusya Sefâreti ve Sefâret-nâmesi
Author:Münir Aktepe
Translator:
Editor:
Language:Turkish
Series:Türk Tarih Kurumu yayınlarından VII. dizi, sa. 62
Place:Ankara
Publisher:Türk Tarih Kurumu Basımevi
Year:1974
Pages:IX, 178
ISBN:
File:PDF, 4.75 MB
Download:Click here

Münir Aktepe. Mehmet Emnî Beyefendi (Paşa)’nin Rusya Sefâreti ve Sefâret-nâmesi. TTK yayınlarından VII. dizi, sa. 62. Ankara: TTK Basımevi, 1974, IX+178 s.

Önsöz

Özetlenecek olursa, diyebiliriz ki, Osmanlı sefirleri ve sefâret-nâmeleri ile şimdiye kadar bâzı mütahassıslar ve ilim adamları meşgul olmuş, ortaya birçok eser ve makaleler koymuşlardır. Fakat bütün bu çalışmalara rağmen, yazma sefâret-nâmelerimizden çok az bir kısmının yayınlanmış olduğu aşikârdır. İşte bu sebeple biz de, bu çalışmalara bir yenisini ilâve edebilmek amacıyle, henüz intişar etmemiş olup, hâlen kütübhânelerimizde, tek yazma nüshasına tesâdüf ettiğimiz, Mehmed Emni Beyefendi (Paşa)’nın Rusya Sefâret-nâmesi’ni ele aldık ve 1740 yılına âit bulunan bu sefâret-nâme üzerinde durarak, devrin siyâst olaylarını ve Mehmed Emni Beyefendi’nin hayatını, bu göreve nasıl tâyin edildiğini bir giriş ile beliridikten sonra, Sefârei-nâme’nin özetini verdik. Bilâhare orijinal meini yeni harflerle aynen derc eyledik. Bununla birlikde, Mehmed Emni Beyefendi’nin vazifesi icâbı Rusya’ya götürdüğü ve Rusya’dan gelirken, gerek I. Mahmud’a, gerek sadrıâzama getirdiği bâzı mektubların tercümeleri suretlerini dahi, Başbakanlık Arşivi, Nâme-i hümâyün Defterleri’nden alarak, yeni harflerle, bâzılarını tamamen, bâzılarını da kısmen bu eserimize ek olarak koyduk. Mektublarda […..] ile geçilen kısımlar, daha ziyâde elkaba âit olup, birkaç yerde tekerrür ettiğinden almadık. Bâzen de arabca duâ kısımlarından, bu mektupların metinleri çevirisinde sarf-ı nazar eitik. Metinleri tıbkı basım, klişe olarak dahi vermiş bulunuyoruz.

Nihayet yazmanın özelliklerini gösterir bir kısım ve bibliyografya ile indeksden müteşekkil bu kitabı hazırladık. Metin, XVIII. yüzyıla mahsus oldukça ağdalı bir Osmanlıca ile kaleme alınmış olduğundan, bilhassa arabca terkiplerin okunuşunda güçlüklere ma’râz kaldık. Bu hususda bize yardımda bulunan arkadaşlara ve kitabın dizilişi esnasında büyük bir anlayış gösteren Türk Tarih Kurumu Basımevine teşekkür ederim.