Abdürreşit Celil. Sarı Uygurların sosyo-kültürel yapısı. Doktora tezi (2002)

Title:Sarı Uygurların sosyo-kültürel yapısı=Sari (Yellow) Uygurs socio-cultural structure. Doktora tezi
Author:Abdürreşit Celil
Translator:
Editor:Tez danışmanı: Mehmet Cihat Özönder
Language:Turkish
Series:
Place:Ankara
Publisher:Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü
Year:2002
Pages:367
ISBN:
File:PDF, MB
Download:Click here

Abdürreşit Celil. Sarı Uygurların sosyo-kültürel yapısı. Doktora tezi. Ankara: Hacettepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü, 2002, 367 s.

Özet

Çokuluslu ve çok kültürlü ülkelerde çoğu zaman, bir azınlık-hakim grup ilişkisi yaşanmaktadır. Bu ilişkinin nasıl ve hangi yönde gerçekleşeceğini, egemen konumdaki milliyetin, sosyo-kültürel yapısı ve felsefe zihniyeti dolayısıyla farklılıklara yönelik tutumları belirlemekte ya da etkilemektedir. Bugün kendilerini Hanzu yani Han milliyeti olarak adlandıran Çinliler, erken dönemlerden itibaren, kültürel farklılıklara hoşgörülü davranamayan zihniyeti/anlayışını temel alan strateji ve politikaları geliştirerek Çinliler ile Çinli olmayanlar ilişkisini çözmeye çalışmıştır. Çalışmada, Çin kökenlilerin erken dönemlerden günümüze kadar süreç içindeki milliyet düşünceleri, Çinli-Çinli olmayan ilişkilerini çözmek için geliştirdikleri ve uyguladıkları Dünürleşmek, Koruyuculuk, Gem-yular sistemi, Tusı sistemi gibi politikaları incelenmiştir. Bu bağlamda, Çin tarzı özümseme (asimilasyon) üzerinde durulmuştur. ipek yolunun kapanmasıyla başlanan, merkezî Asya Türklüğündeki çok yönlü nedenlerden kaynaklanmış olan çöküşlere paralel olarak, Sarı Uygurlar da bulunduğu coğrafyanın olumsuz şartlarıyla birlikte ana kültür çevresinden kopuk kalması gibi nedenlerden dolayı, gerilemeye hatta çevresindeki milliyetlere karışmaya başlamıştır. Günümüzdeki Sarı Uygur Türklüğü, Tibet Budizmi’ne inanan ve Türk-Tibet ve Çinli ilişkilerini günümüze kadar devam ettiren tek Türk boyudur. Ayrıca, Moğolca ağırlıklı bir dili konuşan Doğu Sarı Uygurları, Türk-Moğol akrabalığının özellikle Türk-Moğol kültürlerindeki geçişliliği, daha doğrusu “yatay bulutsu kültür alanları (Horizontal fuzzy cultural areas)”‘nı canlı olarak yaşatmaktadır. Çalışmada, Sarı Uygurların tarihî süreç içindeki gelişimi ele alınarak, günümüzdeki durumu özellikle, sosyo kültürel yapısı irdelenmiştir. Ana kültür-Türk- çevresinden uzak kalmaları, millî yazılarını kaybetmiş olmaları özellikle, 1958 yılından itibaren, sosyal ve kültürel bünyesinde yapılan zorakî değiştirmeler üzerinde durularak, günümüzdeki Çin kültürü ve toplumuyla hızla bütünleşmeye yönelmesinin temel nedenleri aranmıştır. Çalışmamızda, Sarı Uygur sosyo-kültürel yapısının 50 sene öncesi ve bugünü incelenmekle birlikte, San Uygur Türklerinin çokuluslu bir bölgede yaşamakta olduğuIll gerçeği ile küreselleşme olgusu göz önünde bulundurularak, çevresindeki milliyetlere ve önemli bulduğumuz bazı yabancı milliyetlere yönelik tutumları ölçülmüş ve incelenmiştir. Çinlileşmekte olan Sarı Uygurların, kendi kültürlerini yaşatmak istedikleri hatta, ana kültür çevresiyle iletişim kurma arzusunda oldukları gözlenmiştir.

Summary

There is usually a relationship between minority and majority group in multinational and multicultural countries. How and in which direction this relationship comes into being is determined or influenced by the socio-cultural structure and the philosophic mentality of the dominant nation, so by the attitudes of it towards the differences. From the very early times, the Chinese, who named themselves as Hanzu, which means Han nation, improved a politics and strategy based on intolarance towards cultural differences and by means of this politics and strategy. They tried to approach the relationship between Chinese and non Chinese. In this study, the idea of nation, which was improved by the people coming from the Chinese origin, the politics of marriage between Chinese and non-Chinese (Dünürleşmek/He qin), of Prevenetion (Koruyuculuk/Duhu zhi), Jimi System and Tusi System which were improved by Chinese to solve the relationship between Chinese and non-Chinese are examined. In this respect, the Chinese kind of assimilation is stressed. The Silk Road began to lose its importance in time and at that very moment. There were also collapses in Central Asian Turkish culture because of multidimentional reasons. In this parallel, Sari (Yellow) Uygurs began to regress and even mix with the other nations around themselves. Beside that, because of their geographical situation, they lost their connection with the main Turkish cultural environment. In present time, San (Yellow) Uygur Turks is the only Turkish tribe which believes in Tibet Buddhism and carried on the relations with Tibetans and Chinese. Beside that, eastern San (Yellow) Uygurs who speak a language containing many Mongolian words are keeping Turkish-Mongolian relativeness, especially the intermixture between Turkish-Mongolian cultures, in other words, “Horizontal fuzzy cultural areas” alive. In this study, the development of San (Yellow) Uygurs in the historical process and their situation in present time, especially their socio-cultural structure are evaluated. In this framework, loosing their connection with the main culture-Turkish environment, again loosing their national writing, since 1958 and the forcefull changing policy carried on themselves are examined. For the more, the main reasons of their tendency towards a unity with Chinese culture and society are evaluated. While examining the socio-cultural structure of Sari (Yellow) Uygurs in the last 50 years and in the present time, by bearing in mind that San (Yellow) Uygurs live in a multinational environment and that there is a globalization process in the world, their attitudes towards the nationalities just around themselves and towards the after important nationalities are also studied. It is observed that Yellow Uygurs, who are in a way of Chinesezation, want to keep their own cultures alive and even that they have a desire to communicate with the main cultural environment.

Keywords: Abdürreşit Celil Karluk, Abduresit Jelil Qarluq.