Tursun Bey. Fatihin tarihi (Târih-i ebul feth) (1973)

Title:Fatihin tarihi (Târih-i ebul feth)
Author:Tursun Bey
Translator:Baskıya hazırlayan: Ahmet Tezbaşar
Editor:
Language:Turkish, [Ottoman Turkish]
Series:Tercüman 1001 Temel Eser: 21
Place:[İstanbul]
Publisher:Tercüman yayınları
Year:[1973]
Pages:198, 16
ISBN:
File:PDF, 5.5 MB
Download:Click here

Tursun Bey. Fatihin tarihi (Târih-i ebul feth). Baskıya hazırlayan: Ahmet Tezbaşar; Seri: Tercüman 1001 Temel Eser, no. 21. [İstanbul]: Tercüman yayınları, [1973], 198+16 s.

Birkaç söz

Tarih-i Ebul Feth veya şöhret bulduğu ismi ile Tursun Bey Tarihi, Fatih Sultan Mehmed’in ilk defa tahta çıkışından, (H. 846 – M. 1442) Vezir-i Azam Hadım Ali Paşa’nın Memlük’lü askeri ile Adana’da yaptığı savaş kadar olan (H. 893 – M. 1487, 1488) kırkyedi senelik, Osmanlı Devleti tarihini içine almaktadır.

Fakat, olayların tertibinde ve hikâye edilişinde devamlılık ve intizam olmayıp bazılarında geniş malûmat verilmiş bazılarında da hülâsa etme yoluna gidilmiştir. Hattâ tamamen terk ve ihmâl edilmiş olaylar dahi vardır. Meselâ Fatih’in birinci defa tahta geçişi ile ikici defa tahta çıkışı arasındaki olaylar hüllâsa edilmiş, tahta geçişi ile Mahmud Paşa’nın birinci defa sadaretten azline kadar olan zamandaki vak’alar mufassal anlatılmış. Buna sebep Tursun Bey’in, o esnada yapılan seferlerde bizzat bulunarak olayları görmesi ve içinde yaşamasıdır diyebiliriz. Mülellif, Mahmud Paşa’nın sadaretten azlinden sonraki olayları hülâsa etmiş, devrin en mühim olaylarından olan Sultan Cem hadisesine ise hiç temas etmemiştir. Olayları tamamen terk ve ihmalinin sebeplerini kendisinin bizzat olayların içinde yaşamamasıyla, veya bazı olayları yazmayı uygun görmemesiyle izah edebiliriz.

Tursun Bey, kitabının telif tarihine dair malûmat vermemiştir. Yalnız metin içindeki olaylardan, kesin olarak telif tarihini öğrenmek mümkün değilse de, yaklaşık olarak tahmin edilebilir. Meselâ metin içerisinde Sadr-ı Azam Halil Paşa’dan bahs ederken «şimdi sen, o azizin lâtif ruhunu suret bulmuş görmek istersen, oğlu İbrahim Paşa hazretlerinin mübarek yüzüne bak» demektedir. İbrahim Paşa’ya H. 892 (M. 1486-1487) senesinde vezaret verilmiştir. Ayrıca İbrahim Paşa H. 903 (M. 1497) yılında sadr-ı azam olmuştur. Ve H. 905 (M. 1499-1500) yılında ölümüne kadar sadaret makamını işgal etmiştir. Tursun Bey’in ifadesi Paşa’nın vezaretinden ziyade, Sadaretini gösterdiğinden, kitabın H. 903 (M. 1497-1498) ile hicri 905 (M. 1499-1500) yılları arasırda telif olduğu anlaşılıyor.

Tarih-i Ebul Feth’in, ikisi Topkapı Sarayı Revan Kütüphanesinde, biri de Ayasofya Kütüphanesinde olmak üzere üç nüshası vardır. Her üçü de gayet güzel nesih hattı ile yazılmıştır. Üçünün de aynı devirde yazıldığı, kâğıtlarından tezhiplerinden anlaşılmaktadır. Her üç nüsha ufak kıtada ve hacmen birbirine eşit denecek ölçüdedir.

Devrin tarihi olaylarına ışık tuttuğu kadar, edebi nesrine gayet güzel bir örnek teşkil eden bu kitabı, Mehmed Akif Bey, her üç nüshasını da karşılaştırarak ve Revan Kütüphanesindeki nüshasını esas tutarak Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası’nda aynen yayınlamıştır. Bu kitabımız da Tarih-i Osmani Encümeni Mecmuası neşrini esas almak suretiyle neşre hazırlanmıştır.

Onbeşinci yüzyılın ikinci yarısı Osmanlıcasına, Arapca ve Farsca kelime ve terkiplerin hâkimiyeti Tarih-i Ebul Feth’de kendisini çok kuvvetle hissettirmektedir. Hattâ yazar kitabında sanat yapmak gayesi ile içinde pek az Türkçe kelime bulunan Arapça ve Farsça metinlere hayli fazla yer vermiştir. Bu sebeple sadeleştirme işleminde serbest hareket edilerek tarihi olaylarla hiç alâkası olmayan bazı kısımlar ve mukaddimeler kitaba alınmamıştır.

Sadeleştirme işlemi yapılırken kitabın içinde geçen Anadolu Türkçesine ait kelimelere, tarihi ve askeri tabirlere geniş yer verilmiş ve bunun için kitabın arkasına bir lügatçe ilâve olunmuştur. Ayrıca Tursun Bey, Tarih-i Ebul Feth’de nesirle anlattığı olayları pekiştirmek gayesi ile kitabına birçok nazım parçası almıştır. Bunların bir kısmı Farsça ve Arapça bir kısmı ise Osmanlıca’dır. Devrine ve Tursun Bey’in uslûbuna örnek vermek maksadıyla tarihi olaylara ışık tutan, onları besleyen ve az da olsa edebi değer taşıyanları kitaba almayı uygun buldum.

Anadolu’ya ve bilhassa Rumeli’ye ait yer, memlekete ve şahıs isimlerinin okunmasında tabii olarak zorluk çektim. Ve o devre ait malûmat veren, tarih ve cografya kitapları ile mukayeseler yaparak hataları bertaraf etmeye çalıştım. İzahı gerektiren olaylar, isimler ve kitaba aldığım nazım parçalarından açıklanması gerekli olanlar için bir açıklamalar bölümü ilâve ettim. Kitabın adına gelince, Fatih Sultan Mehmed devrini anlatması ve adının Tarih-i Ebul Feth ve Ebul Feth lâkabının Fatih’e müntıasır olması sebebi ile «Fatih’in Tarihi» adını verdim.

Ahmet Tezbaşar

Keywords: Fâtih Sultan Mehmed, Târîh-i ebü’l-feth, Tarîh-i ebül feth, Tarîh-i ebul feth, Tursun Bey, Dursun Bey.