Hayrunnisa Alan. Sultan Ebu Said devri Timurlu tarihi (1451-1469). Doktora tezi (1996)

Tez KünyeDurumu
Sultan Ebu Said devri Timurlu tarihi (1451-1469) / Timurid history in the time of Sultan Abu Said
Yazar:HAYRUNNİSA ALAN
Danışman: PROF.DR. ABDULKADİR ÖZCAN
Yer Bilgisi: Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi / Sosyal Bilimler Enstitüsü / Tarih Ana Bilim Dalı / Ortaçağ Tarihi Bilim Dalı
Konu:Tarih = History
Dizin:Ebu Said = Ebu Said ; Timurlular = Timurids
Onaylandı
Doktora
Türkçe
1996
181 s.
ÖZET 1451- 1469 yıllan arasında Timurlu tahtına oturmuş olan Sultan Ebu Sa’id b. Muhammed b. Miranşah b. Timur 1424 yılında doğmuştur. O dünyaya geldiğinde saltanatın bütün avantajları Mirza Şahruh (1405-1447) ve onun çocukları tarafından kontrol ediliyordu. Şahruh’un öjlümünden sonra Timurlu tahtında çalkantılı bir dönem yaşandı ve Ebu Sa’id bu durumdan istifade ederek Semerkand’a saldırdı(1449). Semerkand o esnada Uluğ Bey’in başkenti idi. Ebu Sa’id Türkmen Argun kabilesinin yardımı ile Semerkand’ı muhasara ederken Uluğ Bey de Ceyhun nehri boylarında oğlu Mirza Abdüllatif ile mücadele ediyordu. Semerkand’ın muhasara haberini alınca Abdüllatifle mücadeleyi bırakıp Semerkand’a diğer oğlu Abdülaziz’in yardımına koştu. Ebu Sa’id onun gelişini öğrenince Semerkand önlerinden çekilerek Yesi şehrine çekildi. Daha sonra Abdüllatif tarafından yakalanarak hapse atıldı. Ebu Sa’id Abdüllatif in ölümünden hemen önce hapisten ve Semerkanddan kaçtı. Önce Buharaya daha sondrada Yesi’ye gitti. Burada şehrin kontrolünü ele geçirdi ve Abdüllatifin yerine Semerkand’da tahta oturan Abdullah’ın gönderdiği birlikleri yendi. Daha sonra Ebü’l Hayr Özbek’in yardımıyla Semerkand’ı ele geçirdi(1451). Bu şekilde saltanatına başladı ve Maveraünnehr’i ele geçirdikten sonra Ceyhun’u geçerek Belh’e hakim oldu. Bundan sonra Horasan hakimi Ebu’l Kasım B abur le mücadele etti. Babür Ebu Sa’id’in başkenti olan Semerkand’ı ele geçirmek için Maveraünnehr ‘e girdi. Ebu Sa’id ona karşı Semerkand’ı başarılı bir şekilde müdafaa etti. Sonuçta Ubeydullah Ahrar’ın arabuluculuğu ile barış sağlandı. Bu şekilde yapılan anlaşma ile iki mirza Timurlu ülkesini paylaştılar. Ceyhun nehrinin arada sınır obuası ve birbirlerine saldırmama hususlarında anlaştılar. Her iki taraf Babür’ün ölümüne dek bu anlaşmaya sadık kaldı. Bu anlaşma ile Bübür Ebu Sa’id’in Maveraünnehr’deki hakimiyetini kabul etmiş ve resmen devlet ikiye ayrılmış oldı. Babür’ün ölümünden sonra Ebu Said onun payitahtı olan Herat’ı ele geçirmeye çalıştı. Herat’a girmeyi başardı ancak burada fazla kalamadı. Burada iken Mirza Şahruh’un eşi Geçvherşad Ağa’yı muhaliflerine yardım ettiği için öldürttü -171-(1457). Bu arada Belhde Mirza Ahmed’in isyan ettiğini öğrendi. Bunun üzerine önce Belh’e oradanda Maveraünnehr’e döndü. Ertesi yıl Karakoyunlu Cihanşah Horasan’a ilerledi ve Herat’ı ele geçirdi. Ebu Sa’id şehri ondan almayı başardı. Bu olayla Timurlu ülkesi ve tahtı tekrar birleşmiş oldu (1458). Ancak Ebu Sa’id bu birliği korumak için Alaüddevle, İbrahim, Sencer, Cuki, Hüseyin Baykara gibi Timurlu mirzaları ve Nur Said Bilkut, Halil gibi emirlerle mücadele etmek zorunda kaldı. Bunlar arasında en zorlu rakip Ebu Said’in ölümünden sonra Herat hakimi olan Hüseyin Baykara idi. Bu mücadeleler sonunda Ebu Said Azerbaycan ve Irak hariç Timurlu devletini toparlamayı başardı. 1467 de Cihanşah’ın ölümü, Şahruh’un vefatından sonra Timurlulann idaresinden çıkan Irak ve Azerbaycan’ı tekrar ele geçirmek için bir fırsat oluşturdu. Ebu Sa’id Karakoyunlu Cihanşah’ın ölüm haberini alır almaz sefer hazırlıklarına başladı. Iraktaki bazı şehirlere hakim ve damga tayin etti ve bunlar bu şehirlere gittiler. Ebu Said ordusu ile Irak’ı geçti ve Azerbaycan’a ilerledi. Bir yandanda sürekli Hasan Aü b. Cihanşah ve Akkoyunlu Uzun Hasan ile nuhabere haünde idi. Birbirleri ile mücadele halinde olan bu iki Türkmen lideri Ebu Sa’id’e mesajlar göndererek diğerine karşı yardım istiyorlardı. Liderler arasında mesaj alışverişi devam ederken Türkmenler birbirlerine ve Timurlu ordusuna saldırıyorlardı. Hasan Bey, Hasan Ali b. Cihanşah’ı yendikten sonra bütün gücü ile Ebu Sa’idin ordusuna yüklendi ve belli bir cephe açmadan yüz ikiyüz kişilik küçük guruplarla ilerlemekte olan Timurlu ordusuna saldırıyor ve zayiat verdirmeye çalışıyordu. Bu arada Timurlu ordusunun Horasanla bağlantısını kesmeyi başardı. Öte yandan Şirvanşahlardan gelerek Timurlu ordusuna bazı malzemeler satan tüccarların bu faaüyetlerine engel oldu. Bu arada zaman ilerlemiş ve seferde bir ordu için en kötü mevsim olan kış bastırmıştı. İaşe, ikmal yollan tamamen kesilen Timurlu ordusu son bir gayretle Meyaneden kışlak yeri olan Karabağ’a gitmeye çalıştı. Ancak bataklıktan geçmek zoranda kalan ordu buradada büyük zayiat verdi. Böylece soğuk, açlık ve yorgunluk orduyu iyice zayıflatmıştı. Bu şekilde Kür Nehri, Hazar Denizi ve Akkoyunlu birlikleri arasında sıkışıp kaldılar. Buradada Akkoyunlular küçük grublarla saldırmaya devam ediyorlar ve buldukları askerleri ve hayvanları öldürüyorlardı. Bu arada 26 Ocak 1469 da Ebu Sa’id’in en önde gelen emirlerinden Emir Seyyid Mezid Argun Akkoyunlulann eline geçti. Sultan onu kurtarmak ve barış yollan aramak için annesine Uzun Hasan nezdine 172elçi olarak gönderdi. Ancak bundan bir sonuç çıkmadı. Ebu Sa’id zaten boşalmış olan ordugâhdan kaçarken Akkoyunlular tarafından yakalandı. Uzun Hasan’ın yanında bulunan Yadigâr Muhammed’e teslim edildi. Bu mirzanın babaannesi olan Gevherşad’ı öldürmesine kısas olarak öldürüldü (6 Şubat 1469). Onun ölümünden sonra Timurlu devleti bir daha birleşmemek üzere ikiye ayrıldı ve arkasından Özbekler tarafından ortadan kaldırıldı. Onun saltanatı döneminde Türkmen Argun kabilesi ve Ubeydullah Ahrar liderliğindeki tasavvuf erbabı etkili oldular. Devrin kaynaklarında akıllı, iyi eğitim almış, adil, dindar ve merhametli bir insan olarak anılan Sultan Ebu Sa’id tarım ve ticareti deşvik etmiş ve imar faaliyetlerinde bulunmuştu. O Timurlu tahtım ve ülkesini toparlamaya çalışan son Timirlu hükümdarı oldu.. Çıktığı son seferini başarıyla tamamlayabilseydi bunu başarmış olacaktıı ancak bu seferde hayatım kaybetti. 173-
(1457). Bu arada Belhde Mirza Ahmed’in isyan ettiğini öğrendi. Bunun üzerine önce Belh’e oradanda Maveraünnehr’e döndü. Ertesi yıl Karakoyunlu Cihanşah Horasan’a ilerledi ve Herat’ı ele geçirdi. Ebu Sa’id şehri ondan almayı başardı. Bu olayla Timurlu ülkesi ve tahtı tekrar birleşmiş oldu (1458). Ancak Ebu Sa’id bu birliği korumak için Alaüddevle, İbrahim, Sencer, Cuki, Hüseyin Baykara gibi Timurlu mirzaları ve Nur Said Bilkut, Halil gibi emirlerle mücadele etmek zorunda kaldı. Bunlar arasında en zorlu rakip Ebu Said’in ölümünden sonra Herat hakimi olan Hüseyin Baykara idi. Bu mücadeleler sonunda Ebu Said Azerbaycan ve Irak hariç Timurlu devletini toparlamayı başardı. 1467 de Cihanşah’ın ölümü, Şahruh’un vefatından sonra Timurlulann idaresinden çıkan Irak ve Azerbaycan’ı tekrar ele geçirmek için bir fırsat oluşturdu. Ebu Sa’id Karakoyunlu Cihanşah’ın ölüm haberini alır almaz sefer hazırlıklarına başladı. Iraktaki bazı şehirlere hakim ve damga tayin etti ve bunlar bu şehirlere gittiler. Ebu Said ordusu ile Irak’ı geçti ve Azerbaycan’a ilerledi. Bir yandanda sürekli Hasan Aü b. Cihanşah ve Akkoyunlu Uzun Hasan ile nuhabere haünde idi. Birbirleri ile mücadele halinde olan bu iki Türkmen lideri Ebu Sa’id’e mesajlar göndererek diğerine karşı yardım istiyorlardı. Liderler arasında mesaj alışverişi devam ederken Türkmenler birbirlerine ve Timurlu ordusuna saldırıyorlardı. Hasan Bey, Hasan Ali b. Cihanşah’ı yendikten sonra bütün gücü ile Ebu Sa’idin ordusuna yüklendi ve belli bir cephe açmadan yüz ikiyüz kişilik küçük guruplarla ilerlemekte olan Timurlu ordusuna saldırıyor ve zayiat verdirmeye çalışıyordu. Bu arada Timurlu ordusunun Horasanla bağlantısını kesmeyi başardı. Öte yandan Şirvanşahlardan gelerek Timurlu ordusuna bazı malzemeler satan tüccarların bu faaüyetlerine engel oldu. Bu arada zaman ilerlemiş ve seferde bir ordu için en kötü mevsim olan kış bastırmıştı. İaşe, ikmal yollan tamamen kesilen Timurlu ordusu son bir gayretle Meyaneden kışlak yeri olan Karabağ’a gitmeye çalıştı. Ancak bataklıktan geçmek zoranda kalan ordu buradada büyük zayiat verdi. Böylece soğuk, açlık ve yorgunluk orduyu iyice zayıflatmıştı. Bu şekilde Kür Nehri, Hazar Denizi ve Akkoyunlu birlikleri arasında sıkışıp kaldılar. Buradada Akkoyunlular küçük grublarla saldırmaya devam ediyorlar ve buldukları askerleri ve hayvanları öldürüyorlardı. Bu arada 26 Ocak 1469 da Ebu Sa’id’in en önde gelen emirlerinden Emir Seyyid Mezid Argun Akkoyunlulann eline geçti. Sultan onu kurtarmak ve barış yollan aramak için annesine Uzun Hasan nezdine 172elçi olarak gönderdi. Ancak bundan bir sonuç çıkmadı. Ebu Sa’id zaten boşalmış olan ordugâhdan kaçarken Akkoyunlular tarafından yakalandı. Uzun Hasan’ın yanında bulunan Yadigâr Muhammed’e teslim edildi. Bu mirzanın babaannesi olan Gevherşad’ı öldürmesine kısas olarak öldürüldü (6 Şubat 1469). Onun ölümünden sonra Timurlu devleti bir daha birleşmemek üzere ikiye ayrıldı ve arkasından Özbekler tarafından ortadan kaldırıldı. Onun saltanatı döneminde Türkmen Argun kabilesi ve Ubeydullah Ahrar liderliğindeki tasavvuf erbabı etkili oldular. Devrin kaynaklarında akıllı, iyi eğitim almış, adil, dindar ve merhametli bir insan olarak anılan Sultan Ebu Sa’id tarım ve ticareti deşvik etmiş ve imar faaliyetlerinde bulunmuştu. O Timurlu tahtım ve ülkesini toparlamaya çalışan son Timirlu hükümdarı oldu.. Çıktığı son seferini başarıyla tamamlayabilseydi bunu başarmış olacaktıı ancak bu seferde hayatım kaybetti. 173-(1457). Bu arada Belhde Mirza Ahmed’in isyan ettiğini öğrendi. Bunun üzerine önce Belh’e oradanda Maveraünnehr’e döndü. Ertesi yıl Karakoyunlu Cihanşah Horasan’a ilerledi ve Herat’ı ele geçirdi. Ebu Sa’id şehri ondan almayı başardı. Bu olayla Timurlu ülkesi ve tahtı tekrar birleşmiş oldu (1458). Ancak Ebu Sa’id bu birliği korumak için Alaüddevle, İbrahim, Sencer, Cuki, Hüseyin Baykara gibi Timurlu mirzaları ve Nur Said Bilkut, Halil gibi emirlerle mücadele etmek zorunda kaldı. Bunlar arasında en zorlu rakip Ebu Said’in ölümünden sonra Herat hakimi olan Hüseyin Baykara idi. Bu mücadeleler sonunda Ebu Said Azerbaycan ve Irak hariç Timurlu devletini toparlamayı başardı. 1467 de Cihanşah’ın ölümü, Şahruh’un vefatından sonra Timurlulann idaresinden çıkan Irak ve Azerbaycan’ı tekrar ele geçirmek için bir fırsat oluşturdu. Ebu Sa’id Karakoyunlu Cihanşah’ın ölüm haberini alır almaz sefer hazırlıklarına başladı. Iraktaki bazı şehirlere hakim ve damga tayin etti ve bunlar bu şehirlere gittiler. Ebu Said ordusu ile Irak’ı geçti ve Azerbaycan’a ilerledi. Bir yandanda sürekli Hasan Aü b. Cihanşah ve Akkoyunlu Uzun Hasan ile nuhabere haünde idi. Birbirleri ile mücadele halinde olan bu iki Türkmen lideri Ebu Sa’id’e mesajlar göndererek diğerine karşı yardım istiyorlardı. Liderler arasında mesaj alışverişi devam ederken Türkmenler birbirlerine ve Timurlu ordusuna saldırıyorlardı. Hasan Bey, Hasan Ali b. Cihanşah’ı yendikten sonra bütün gücü ile Ebu Sa’idin ordusuna yüklendi ve belli bir cephe açmadan yüz ikiyüz kişilik küçük guruplarla ilerlemekte olan Timurlu ordusuna saldırıyor ve zayiat verdirmeye çalışıyordu. Bu arada Timurlu ordusunun Horasanla bağlantısını kesmeyi başardı. Öte yandan Şirvanşahlardan gelerek Timurlu ordusuna bazı malzemeler satan tüccarların bu faaüyetlerine engel oldu. Bu arada zaman ilerlemiş ve seferde bir ordu için en kötü mevsim olan kış bastırmıştı. İaşe, ikmal yollan tamamen kesilen Timurlu ordusu son bir gayretle Meyaneden kışlak yeri olan Karabağ’a gitmeye çalıştı. Ancak bataklıktan geçmek zoranda kalan ordu buradada büyük zayiat verdi. Böylece soğuk, açlık ve yorgunluk orduyu iyice zayıflatmıştı. Bu şekilde Kür Nehri, Hazar Denizi ve Akkoyunlu birlikleri arasında sıkışıp kaldılar. Buradada Akkoyunlular küçük grublarla saldırmaya devam ediyorlar ve buldukları askerleri ve hayvanları öldürüyorlardı. Bu arada 26 Ocak 1469 da Ebu Sa’id’in en önde gelen emirlerinden Emir Seyyid Mezid Argun Akkoyunlulann eline geçti. Sultan onu kurtarmak ve barış yollan aramak için annesine Uzun Hasan nezdine 172

Download: Click here