BAĞDAT HATUN

(ö. 736/1335)

İlhanlı Hükümdarı Ebû Saîd Bahadır Han’ın karısı.

Müellif:

Babası Suldus aşiretinden Çoban b. Melik b. Tudun Noyan’dır. 1323’te Celâyirliler’den Emîr Şeyh Hasan b. Emîr Hüseyin b. Akboğa ile evlendirildi. 1325’te Ucan yaylasında kendisini görerek beğenen Ebû Saîd Bahadır Han onunla evlenmek istedi. Cengiz yasasına göre hanın beğendiği kadın evli bile olsa eşinin onu hemen boşaması gerekiyordu. Bu durum Bağdat Hatun’un babası Emîr Çoban tarafından öğrenilince Ebû Saîd Han’la araları açıldı. Siyasî rakipleri emîr ve han arasındaki kırgınlığı daha da arttırdılar. Bunun üzerine Emîr Çoban ve oğulları Ebû Saîd Han tarafından birer birer ortadan kaldırıldı. Metanetini hiçbir şekilde kaybetmeyen Bağdat Hatun sonunda Emîr Şeyh Hasan’dan boşanıp Ebû Saîd Han’la evlendi ve İlhanlı sarayında baş kadınlığa yükselerek Hüdâvendigâr lakabını aldı. Kısa zamanda Ebû Saîd nezdinde büyük itibar kazandı. Ancak Bağdat Hatun ve ailesinin rakipleri aleyhte faaliyetlerini sürdürerek 1331’de eski eşi Emîr Şeyh Hasan’la gizlice haberleştiği iftirasında bulundular. Bu yüzden Ebû Saîd Bağdat Hatun’a karşı eski sevgisini ve güvenini kaybetti. Ancak daha sonra suçsuz olduğu anlaşıldı ve tutuklanması emredilen Şeyh Hasan annesinin de araya girmesiyle bağışlanarak Kemah Kalesi’ne tayin edildi.

Ebû Saîd Han Bağdat Hatun’dan sonra 1333’te onun yeğeni Dilşâd’la evlendi. Bunu hazmedemeyen Bağdat Hatun, kocasına karşı kin duymaya başladı. Bu sebeple Özbek Han’a karşı harekete geçen hanın âni ölümü (30 Kasım 1335), onun tarafından zehirlendiği rivayetine yol açtı. İbn Battûta da bu rivayeti doğrulamaktadır.

Ebû Saîd Han’dan sonra İlhanlı tahtına geçen Arpa Han, Ebû Saîd’in ölümünden Bağdat Hatun’u sorumlu tuttu. Sonunda Bağdat Hatun Hoca Lü’lü’ adında biri vasıtasıyla hamamda başına topuz vurulmak suretiyle öldürüldü. Cesedi âdi bir örtü altında günlerce ortada kaldı.

Bağdat Hatun’un eski kocası Emîr Hasan-ı Büzürg Irâk-ı Arab’ı ele geçirdiğinde Ebû Saîd Han’ın son eşi Dilşâd Hatun’la evlenerek daha önce kendisine yapılan haksızlığın intikamını aldı (1336).

Günümüz tiyatro yazarlarından Güngör Dilmen, XIV. yüzyılın bu güzelliği ve dirayetiyle meşhur kadını hakkında Bağdat Hatun adlı bir tiyatro eseri kaleme almış ve eser 1980’de devlet tiyatrolarında sahneye konulmuştur.


BİBLİYOGRAFYA

Hâfız-ı Ebrû, Ẕeyl-i Câmiʿu’t-tevârîḫ (nşr. Hânbâbâ Beyânî), Tahran 1317 hş., bk. İndeks.

, II, 117 vd.

Târîḫ-i Şeyḫ Üveys (nşr. J. B. van Loon), The Hague 1954, s. 57-59.

, V, 153 vd.

, s. 138, 142, 145, 278, 389, 412, 430-431, 434.

İsmail Hakkı Uzunçarşılı, “Anadolu Türk Tarihinde Üç Mühim Sima”, , I/5 (1930-31), s. 64-82.

Ahmed Temir, “Suldus”, , XI, 10.

R. M. Savory, “Bag̲h̲dād K̲h̲ātūn”, , I, 908-909.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1991 yılında İstanbul’da basılan 4. cildinde, 444 numaralı sayfada yer almıştır.