BEDENE

Hac ve umre yapan kimselerin kestikleri deve ve sığır cinsinden kurbanlar için kullanılan bir terim.

Müellif:

Bedene, Arapça’da “semirmek” anlamındaki büdn kökünden türeyen bir isim olup büyükbaş hayvanlar için kullanılır. Kurban olarak kesilen küçükbaş hayvanlara da dem denir. Hadislerde sık sık geçen bedene, Kur’ân-ı Kerîm’de çoğul şekliyle (büdn) yer almaktadır (el-Hac 22/36).

Hacca gitmeyenler gibi hacılar da kurban olarak küçük veya büyükbaş hayvan kesebilirler. Ancak hac sırasında işlenen bazı ihram yasakları kefâret olarak bedene kesmeyi gerektirir. Bu yasakların başında eşler arasındaki cinsî münasebet gelmektedir. Hanefîler’e göre Arafat vakfesinden sonra henüz ihramdan çıkmadan bulunulacak cinsî münasebetten dolayı ceza olarak bir bedene kesmek gerekir. Cünüp, hayızlı ve nifaslı iken yapılan ziyaret tavafının hükmü de böyledir; ancak temizlendikten sonra tavaf iade edilirse bedene cezası düşer. Hac için ihrama girmiş bir kimsenin Arafat vakfesinden önce cinsî münasebette bulunması halinde dört mezhebe göre haccı fâsid olduğu gibi Şâfiî, Mâlikî ve Hanbelîler’e göre ayrıca ceza olarak bir bedene (Hanefîler’e göre ise dem) gerekir. Şâfiîler’e göre Arafat vakfesinden sonra Akabe cemresini taşlama, ziyaret tavafı ve tıraş olma vazifelerinden ikisini yapmadan, umrede bulunanlar için ise henüz umre tamamlanmadan önceki cinsî münasebetin cezası da bedenedir. Ayrıca umre de kaza edilir. Hanbelîler’e göre Akabe cemresini taşlamadan cinsî ilişkide bulunan bir kimse için de bedene kesmek gerekir. Mâlikî mezhebinde hacc-ı kırân ve hacc-ı temettü‘den dolayı şükür olarak, cemreleri taşlamayı terketmekten dolayı da ceza olarak bir bedene kesilir ki burada bedeneden maksat deve ise de deve bulamayan kimse sığır kesebilir.

Kurbanlık bedenelerden deve beş yaşını, sığır ise iki yaşını doldurmuş olmalıdır. Bir bedeneyi 1-7 kişi arasındaki bir topluluk kurban olarak kesebilir. Ceza olarak kesilen bedenede ise iştirak söz konusu değildir. Hacda kurban edilmek üzere işaretlenen (bk. HEDY; KILÂDE) bedenenin sütü sahibi tarafından içilmez. Bedene sağılmaya devam edilirse sütün kendisi, eğer süt içilmişse tutarı fakirlere tasadduk edilir.

Kâbe’ye sevkedilen bedenelere bu yolculuk sırasında binilip binilemeyeceği hususu tartışmalıdır. Câhiliye Arapları bedenelere atfettikleri kutsiyetten dolayı üzerlerine binmezlerdi. Yanında kurbanlık bir deve götürdüğü halde yaya olarak hac yolculuğuna çıkan birinin perişan halini gören Resûlullah ona devesine binmesini emretmiş, hacı adayının devenin bedene olduğunu ileri sürerek binmek istememesi üzerine ise emrini iki ya da üç kere tekrarlamış, bunun üzerine o da binmiştir (Buhârî, “Ḥac”, 103, 112; “Veṣâyâ”, 12; “Edeb”, 95). Hanefîler’e göre zaruret halinde, Hanbelîler’e göre bir zaruret olmasa da bedeneye binmek câizdir. Şâfiî ve Mâlikîler’e göre ise bir ihtiyaç olmaksızın bu kurbanlık deveye binmek mekruhtur.


BİBLİYOGRAFYA

, “bdn” md.

Buhârî, “Ḥac”, 103, 112, “Veṣâyâ”, 12, “Edeb”, 95.

İbn Mâce, “Eḍâḥî”, 6.

, I, 403.

, XXIII, 35-36.

, III, 485-487.

Kurtubî, Tefsîr, XII, 60-61.

, II, 21-22.

, IV, 146-147.

İbn Hacer el-Heytemî, Tuḥfetü’l-muḥtâc bi-şerḥi’l-Minhâc, [baskı yeri ve tarihi yok], IV, 124, 175.

İbn Âbidîn, Reddü’l-muḥtâr, İstanbul 1984, II, 560.

, VI, 388.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1992 yılında İstanbul’da basılan 5. cildinde, 302 numaralı sayfada yer almıştır.