et-TÂRÎHU’l-KEBÎR

Buhârî’nin (ö. 256/870) ashaptan kendi dönemine kadar birbirinden hadis nakleden râvilere dair eseri.

Müellif:

Müellifin el-Câmiʿu’ṣ-ṣaḥîḥ’ten sonraki en önemli kitabıdır. Eseri henüz on sekiz yaşında iken Medine’de yazmaya başlayan Buhârî yaptığı ilâve ve düzeltmelerle onu vefatına yakın bir tarihte tamamlamıştır. Önce belli bir tertip gözetilmeden kaleme alınan eser üç defa gözden geçirilerek son şeklini almıştır. et-Târîḫu’l-kebîr sahâbe, tâbiîn ve tebeu’t-tâbiîn başta olmak üzere Buhârî’nin zamanına kadar hadis nakleden erkek, kadın, sika veya zayıf râviler hakkında kısa bilgiler içermektedir. Tabakat türü kitaplar arasında kısmen alfabetik sıraya göre düzenlenen bu ilk eserde müellif Resûl-i Ekrem’in (Muhammed) hayatını en başa almış, ardından Muhammed isimli kişileri baba adına göre alfabetik sıralamış, daha sonra İbrâhim ismiyle devam etmiştir. Kitapta aynı harfle başlayan isimler kendi aralarında bir gruplandırmaya tâbi tutulmuş, meselâ Ahmed ismindeki râviler zikredilirken önce sahâbîler tanıtılmış, bu isimler de kendi aralarında sıralanmıştır. Sahâbeden sonraki râviler baba adına göre alfabetik dizilmiş, baba adı bilinmeyenler her bölümün sonuna kaydedilmiştir. İsimlerin ardından adları bilinmeyip baba adları ile tanınanlar, son bölümde ise künyeleriyle meşhur olanlar sıralanmıştır. 1001 kişiye ait künyeler bölümü (Kitâbü’l-Künâ) bazı âlimler tarafından Buhârî’nin müstakil bir eseri sayılmış ve ayrıca basılmıştır (Haydarâbâd 1360).

Şahıslar tanıtılırken ait oldukları tabakalar (sahâbî, tâbiî vb.) belirtilmiş, râvilerin yaşadıkları bölgeler hakkında bilgi verilmiş, kendilerine mahsus siyasî ve itikadî kanaatleri varsa yer yer bunlara da işaret edilmiştir. Râvilerin özellikle adâlet ve zabt açısından değerlendirilmesi sırasında daha çok önceki âlimlerin görüşleri esas alınmıştır. Eserin telifinde biyografik bilgilerden ziyade râvilerin kimliklerinin tesbitine, onların kimlerden hadis alıp kimlere rivayet ettiklerini ve hadis nakli açısından güvenilir olup olmadıklarını belirlemeye öncelik verildiği anlaşılmaktadır. Râvilerin rivayetlerinden bazı örnekler de içeren et-Târîḫu’l-kebîr’de 2500’e yakın hadis bulunmaktadır. Bu hadislerin çoğu diğer eserlerde zikredilmediği için kitap aynı zamanda bazı hadislerin ilk kaynağı niteliğindedir. Başka kaynaklarda adı geçmeyen birçok râviye yer verilmesi, diğer âlimlerin vâkıf olamadığı bazı nâdir bilgiler içermesi bakımından eser ayrıca değerli bir çalışmadır. Bir kısım kaynaklarda 40.000 civarında biyografi içerdiğinden bahsedilen et-Târîḫu’l-kebîr’in son baskılarında künyeler kısmı dahil 13.991 biyografinin yer aldığı görülmektedir. Bunların 189’u mükerrer olup hem isimler hem künyeler bölümünde kaydedilmiştir. İsimler kısmında bulunan diğer bazı tekrarlar çıkarıldığında eserin 13.500 civarında biyografi içerdiğini söylemek mümkündür.

İbn Hayr el-İşbîlî, et-Târîḫu’l-kebîr’in yazma nüshasının otuz cüzden meydana geldiğini söylemektedir. Muhammed Zübeyr Sıddîkī eserin günümüze ulaşan yazmalarının tam olup olmadığının bilinmediğini, bazı kütüphanelerde çeşitli parçalarının bulunduğunu, Dâiretü’l-maârifi’l-Osmâniyye’nin bunları bir araya getirip bir metin teşkil ettiğini, basımda da bu metnin esas alındığını belirtmektedir. Ancak yapılan son neşirlerde isimlerin alfabetik dizilişine ve muhtevaya bakıldığında eserin eksik bir yanının bulunmadığı anlaşılmaktadır. et-Târîḫu’l-kebîr’in müellif tarafından üç defa gözden geçirilerek yazıldığı dikkate alınırsa ilk müsveddelerinin daha hacimli ve 40.000’i aşkın biyografi içerdiği şeklindeki ifadenin hacmin büyüklüğünden kinaye olduğunu, İbn Hayr el-İşbîlî’nin sözünü ettiği otuz cüzün de küçük formalardan meydana geldiğini düşünmek mümkündür. Eseri Buhârî’den Ebü’l-Hasan Muhammed b. Sehl el-Lugavî el-Mukrî, Ebû Muhammed Abdurrahman b. Fazl el-Fesevî, Hâris b. Fudayl, Ebû Ahmed Muhammed b. Süleyman b. Fâris en-Nîsâbûrî gibi râviler rivayet etmiştir.

Muhaddislerin biyografileri, isim ve künyeleri hakkında çalışma yapanların ilk başvuru kaynağı olan et-Târîḫu’l-kebîr daha çok sika râvileri içermekle birlikte zayıf sayılabilecek bazı râvileri de ihtiva etmektedir. İbn Ebû Hâtim, Beyânü ḫaṭaʾi Muḥammed b. İsmâʿîl el-Buḫârî fî Târîḫih adlı eserinde (Haydarâbâd 1380) 771 hataya işaret etmiştir. Bu hataların çoğu Ebû Zür‘a er-Râzî’nin, bir kısmı Ebû Hâtim er-Râzî’nin tenkitlerinden oluşmaktadır. Bazı yanlışların ise eserin ilk nüshalarına ait olması muhtemeldir. Hatîb el-Bağdâdî Muvażżıḥu (el-Mûḍiḥ li-)evhâmi’l-cemʿ ve’t-tefrîḳ’ında (nşr. Abdurrahman b. Yahyâ el-Muallimî, I-II, Haydarâbâd 1378-1379/1959-1960) et-Târîḫu’l-kebîr’de tesbit ettiği, iki veya daha fazla kişinin aynı kişi yahut bir kimsenin iki veya daha fazla kişi gösterilmesi (cem‘ ve tefrik) şeklindeki yetmiş dört hatayı incelemiştir. Abdülganî el-Ezdî eseri Cüzʾün fîhî evhâmü Ebî ʿAbdillâh el-Buḫârî fi’t-Târîḫi’l-kebîr’inde eleştirmiştir. Dârekutnî ve Zehebî’nin de et-Târîḫu’l-kebîr’e yönelik bazı eleştirilerde bulundukları bilinmektedir. IV. (X.) yüzyıl âlimlerinden Ebü’l-Kāsım Mesleme b. Kāsım el-Kurtubî, et-Târîḫu’l-kebîr’de geçmeyen isimlere dair eṣ-Ṣıla adıyla bir zeyil yazmış, Dârekutnî ise adı Muhammed olup et-Târîḫu’l-kebîr’de yer almayan şahısları eẕ-Ẕeyl ʿale’t-Târîḫi’l-kebîr adlı çalışmasında derlemiştir (Sehâvî, s. 139).

Buhârî’nin et-Târîḫu’l-kebîr’inin muhtasarı olduğu anlaşılan et-Târîḫu’l-evsaṭ’ı ile eserin özeti olan et-Târîḫu’ṣ-ṣaġīr’i burada anılmalıdır. et-Târîḫu’l-kebîr Abdurrahman b. Yahyâ el-Muallimî’nin tahkikiyle neşredilmiş (I-IV, Haydarâbâd 1360-1378), daha sonra Kitâbü’l-Künâ ile birlikte dokuz cilt halinde yeniden yayımlanmıştır (Beyrut 1407/1986). Bu baskıya İbn Ebû Hâtim ve Hatîb el-Bağdâdî’nin tenkitlerinden oluşan eserleri de IX-XI. ciltler olarak eklenmiş, fihrist ise söz konusu baskının XII. cildini teşkil etmiştir. Eserin, Mustafa Abdülkādir Ahmed Atâ’nın tahkikiyle Kitâbü’l-Künâ ile birlikte ve son cildi fihrist olmak üzere dokuz ciltlik bir neşri de gerçekleştirilmiştir (Beyrut 1422/2001).


BİBLİYOGRAFYA

Buhârî, et-Târîḫu’l-kebîr (nşr. Mustafa Abdülkādir Ahmed Atâ), Beyrut 1422/2001, neşredenin girişi, I, 8-10.

Hatîb el-Bağdâdî, Muvażżıḥu evhâmi’l-cemʿ ve’t-tefrîḳ (nşr. Abdurrahman b. Yahyâ el-Muallimî), Haydarâbâd 1378/1959, I, 9.

İbn Hayr, Fehrese (nşr. M. Fuâd Mansûr), Beyrut 1419/1998, I, 173-174.

Şemseddin es-Sehâvî, el-İʿlân bi’t-tevbîḫ (nşr. M. Osman el-Huşt), Kahire, ts. (Mektebetü İbn Sînâ), s. 139.

, I, 287.

, I, 166.

M. Zubayr Sıddīqī, Hadith Literature, Calcutta 1961, s. 178-179.

, I, 256-257.

İsmail L. Çakan, Hadîs Edebiyâtı, İstanbul 1989, s. 232-233.

Mücteba Uğur, Hadis İlimleri Edebiyatı, Ankara 1996, s. 224.

Ali Yardım, “Buhârî ve et-Târîhu’l-kebîr’i”, , V (1989), s. 181-193.

M. Mustafa el-A‘zamî, “Buhârî, Muhammed b. İsmâil”, , VI, 371.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2011 yılında İstanbul’da basılan 40. cildinde, 89-90 numaralı sayfalarda yer almıştır.