et-TEFHÎM

Bîrûnî’nin (ö. 453/1061 [?]) astroloji ve astronomiye dair ünlü eseri.

Müellif:

Tam adı Kitâbü’t-Tefhîm fî evâʾili ṣınâʿati’t-tencîm olup astroloji (tencîm) ve onun dayandığı temel kavramları (evâil) konu almaktadır. Bu kavramlar bir yönüyle matematik disiplinlerden kaynaklandığı için eser bilim tarihçilerini yakından ilgilendiren bir içeriğe sahiptir. Bîrûnî et-Tefhîm’i astrolojiye (ahkâmü’n-nücûm) dair bir grup eseri arasında zikretmektedir (Fihrist, s. 34). Müellif, eserin giriş kısmında âlemin yapısı, göklerin, yerin ve ikisi arasındaki varlıkların biçimi hakkında bilgi edinmenin astroloji uygulamalarını öğrenmek isteyenlere çok yararlı olacağını ve kişiye astrolojide kullanılan terminoloji, problemler ve kanıtlar hakkında gerekli temel bilgiyi sağlayacağını belirtmektedir. Bu bilgiler geometri, aritmetik ve âlemin yapısına ilişkin kozmoloji, matematiksel astronomi ve coğrafya gibi bilimlerle alâkalı bulunduğundan eserde astrolojiden önce bu disiplinlere yer verilmektedir. Bunların ve astrolojiye dair temel kavramların ele alınışında öğrenim kolaylığı sağlamak amacıyla müellif eserinde soru-cevap şeklinde bir yöntem uyguladığını kaydetmektedir.

420 (1029) yılında Gazne’de yazılan et-Tefhîm’de bu tarihe çeşitli vesilelerle üç defa atıfta bulunulmaktadır (s. 104, 190, 273). Kitabın ithaf edildiği Reyhâne bint Hasan (Hüseyin) adlı hanımın kimliği kesin olarak belirlenememiştir. Ancak bu hanım, Gazneli Mahmud’un Hârizm Devleti’nin merkezi Gürgenç’ten Gazne’ye getirdiği gönülsüz misafirlerden birinin kızı olmalıdır ve herhalde bilgili ve Bîrûnî nezdinde kendisine kitap sunulacak kadar asil ve itibarlı bir kişiydi. Kâtib Çelebi ise, eserin Ebü’l-Hasan Ali b. Ebü’l-Fazl Hâssî adlı bir şahsa ithaf edilen 421 (1030) tarihli bir başka nüshasından bahsetmektedir (Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 463). et-Tefhîm’in günümüze biri Arapça, diğeri Farsça iki nüshası ulaşmıştır. İkisi arasındaki farklar önemsenmeyecek derecede olup bu durum birinin diğerinden tercüme edildiğini düşündürmektedir. Ancak hangi metnin önce kaleme alındığı ve her iki metnin Bîrûnî’nin kaleminden çıkıp çıkmadığı hususu kesin bir sonuca bağlanamamıştır. Farsça nüshanın neşrini geniş bir incelemeyle birlikte gerçekleştiren Celâleddin Hümâî et-Tefhîm’in önce Arapça yazıldığı, daha sonra müellifi tarafından Reyhâne bint Hüseyin el-Hârizmiyye için Farsça’ya tercüme edildiği görüşündedir (et-Temhîd, nşr. Celâleddin Hümâî, neşredenin girişi, s. zl-lh). Lazard ise (s. 58-62) kitabın Reyhâne’ye ithaf edilen aslının Gazne’de Arapça kaleme alındığını, Farsça tercümenin de bizzat Bîrûnî ya da başka biri tarafından yapılmış olabileceğini söylemektedir.

Eser 530 soru ve cevaptan oluşmaktadır. Soru ve cevapların kitabın planı ve konularına göre dağılımı şöyledir: Geometri (1-71. sorular), aritmetik (72-119. sorular), astronomi (120-235. sorular), coğrafya (236-241. sorular), astronomi (242-267. sorular), takvim bilgisi (268-323. sorular), usturlabın kullanımı (324-346. sorular), astroloji (347-530. sorular). Astrolojiyle ilgili soru ve cevaplar en uzun bölümünü meydana getirmekle birlikte eserin sadece üçte birini teşkil ettiğinden et-Tefhîm astrolojiden çok matematik disiplinler için klasik bir eser hüviyetindedir. Bununla beraber et-Tefhîm bağlamında Bîrûnî’nin astrolojiye inanıp inanmadığıyla ilgili tartışmalar söz konusudur. Meselâ Bîrûnî hakkındaki neşir ve tercümeleriyle ünlü Sachau, astrolojiye inanmadığının varsayılması durumunda Bîrûnî’nin Grek ve Hint astrolojisine bu kadar emek harcamasının izah edilemeyeceği kanısındadır (Alberuni’s India, tercüme edenin girişi, s. XXVI). Hümâî’ye göre Bîrûnî, “palavracı astrologlar” (müneccimân-ı haşvî) diye andığı kimselerin (meselâ krş. et-Tefhîm, s. 259) meseleyi sihir ve kehanete vardıran uygulamalarını ciddiye almamıştır (“Sergüzeşt”, s. 66-67). Nitekim Bîrûnî, Fihrist adlı bibliyografik çalışmasında bu kitabını değişik bir adla zikrederken eserin başlığında geçen “sınâatü’t-temvîh (aldatma sanatı) tabirinden doğrudan doğruya astrolojiyi kastettiğini belirtmektedir (s. 37). Ayrıca Bîrûnî’nin el-Ḳānûnü’l-Mesʿûdî gibi matematiksel astronomiye dair temel eserinde okuyucusunu, yıldızların aynı düzlemde yer alması gibi bazı astrolojik konularda sayıklamalar ve kafa karışıklığından sakındırmak istemesi ve bu sanatla sırf ilgililere doğru yolu göstermek için uğraştığını belirtmesi manidar görünmektedir (krş. III, 1469, 1479). George Saliba da Bîrûnî’nin profesyonel bir astrolog olarak çalışmasına rağmen zaman zaman astrolojiyi eleştirdiğine dikkat çekmekte, ancak onun, Aristo ve Batlamyus’u okuyan birçok müslüman Ortaçağ bilgini gibi gezegenlerin yeryüzündeki insanın fizikî varlığına etkide bulunduğuna inanmasını her şeye rağmen muhtemel görmektedir (Religion, s. 413-416).

Bu açıdan bakıldığında et-Tefhîm’in astrolojiyle ilgili açılış paragrafında geçen, “Çünkü bunlar (astrolojiye özgü terimler) insanların çoğuna göre matematiksel bilimlerin uygulama alanlarıdır. Her ne kadar bizim bu verilere ve bu sanata olan inancımız insanlardan pek azının inancına benziyor olsa da …” (s. 210) ifadeleri bu husustaki tartışmaya dair ipuçları vermektedir. et-Tefhîm’i önemli bir eserinde ayrıntılarıyla ele alan Nasr bu ifadelerden Bîrûnî’nin astrolojinin kendisine değil uygulayıcılarına güvenmediği sonucunu çıkarmıştır (An Introduction, s. 162). Ona göre et-Tefhîm’de Bîrûnî tarafından ciddiyetle ortaya konmuş bir astrolojik perspektifin varlığı söz konusudur. Nitekim onun bu eserde astrolojiyi dördü bilimsel çalışma alanıyla ilgili görülen, sonuncusu bir tür kehanet sayılması gereken beş kısma ayırması astrolojiye nasıl baktığını göstermektedir. Buna göre astrolojinin birinci kısmı, dört unsur ve dört niteliğin (tabiat) birtakım meteorolojik etkiler altında meydana getirdiği atmosfer olaylarıyla, ikinci kısmı bu tür olayların bitki ve hayvan varlığında yol açtığı kuraklık, kıtlık ya da salgın hastalıklar gibi genel nitelikli; savaşlar, hânedanların değişmesi, yeni din ve mezheplerin ortaya çıkması gibi özel nitelikli hadiselerle ilgilenir. Üçüncü kısım, fert olarak insanı etkileyen ve sonuçları nesiller boyunca sürebilen çevre özelliklerini konu edinirken dördüncü kısım etki ve edilgi bakımından insan fiilleri üzerine odaklanır. Bütün bu hadiseler bilinmekte olsun ya da olmasın belirli başlangıç şartlarına bağlıdır. Sonuncu bölüm ise bu türden bilinebilir başlangıç şartları söz konusu olmadığı için astrolojinin sınırları dışında kalan ve bu sınır aşıldığında astrolojiden kehanet sanatlarına geçilen kısımdır. Bu tür kehanetler yıldızlarla irtibatlı imiş gibi gösterilse de bunların astrolojiyle hiçbir ilgisi yoktur (et-Tefhîm, s. 317-319). Nasr’a göre et-Tefhîm’de yer alan bu taksim, Bîrûnî’nin astroloji karşısındaki bilinçli ve seçici tavrını açık biçimde ortaya koymaktadır. Ayrıca eserin yüzyıllar boyunca astrolojinin standart metni şeklinde etkisini sürdürmesi Bîrûnî’de var olan astrolojik perspektifin tarihsel bir kanıtı olarak görülmelidir. Gerçi onun eserlerinde astrolojinin metafizik temellerinin çoğuna rastlanmaz ve Muhyiddin İbnü’l-Arabî’nin öğretisindeki gibi geleneksel astrolojik sembolizmin farkında olup olmadığı yeterince açık değildir; ancak Bîrûnî’nin astrolojik bakış açısına yakınlık duyduğu ve müslüman astrologların en büyüklerinden biri sayıldığı tartışmasız kabul edilmelidir (An Introduction, s. 163-165). Bîrûnî’nin et-Tefhîm’de el-Mecisṭî ve el-Maḳālâtü’l-erbaʿ adlı eserler vesilesiyle Batlamyus, Esitrâtûs veya Arâtis (Eratosthenes), Arşimîdes (Archimedes), Sâvûn İskenderânî (İskenderiyeli Theon), Ebû Ma‘şer el-Belhî ve Kitâbü’l-Ülûf’u, Ali b. Îsâ el-Usturlâbî, Bettânî, Abdurrahman es-Sûfî, Neyrîzî, Kitâbü’l-Mevâlîd adlı eseri vesilesiyle yahudi astrologu Mâşâallah b. Eserî, Ya‘kūb b. İshak el-Kindî, Abdullah b. Ali el-Hâsib, Hintli Berâhemihr (Varamihira) gibi matematik, astronomi ve astrolojinin Grek, müslüman ve Hintli öncülerine yaptığı atıflar (et-Tefhîm, nşr. Celâleddin Hümâî, s. 541-547) onun bu perspektifi geliştirirken hangi entelektüel birikimden yararlandığı hakkında bir fikir vermektedir.

et-Tefhîm’in İslâm astroloji kültürü üzerindeki önemli etkisi bu alanla ilgili başlıca klasik eserlerde izlenebilmektedir. Bunlardan Şâhmerdân b. Ebü’l-Hayr er-Râzî’nin et-Tefhîm’den kırk altı yıl sonra bu eseri taklit ederek yazdığı Ravżatü’l-müneccimîn’i, Ebû Ali Aynüzzamân Hasan b. Ali el-Kattân el-Mervezî’nin et-Tefhîm’den sık sık alıntılar yaptığı astronomiye dair Keyhân Şinâḫt’ı, yine et-Tefhîm’in taklidi olan Şerefeddin Muhammed b. Mes‘ûd b. Muhammed Zekî el-Gaznevî el-Mes‘ûdî’nin Cihân Dâniş’i (Arapça el-Kifâye fî ʿilmi heyʾeti’l-ʿâlem adlı kendi eserinin Farsça tercümesidir) ve yine onun hem et-Tefhîm’i taklit eden hem de bu eserin astrolojiyle ilgili son bölümüne dair açıklamalar içeren Kifâyetü’t-Taʿlîm fî ṣınâʿati’t-tencîm’i, Zîc-i Maẓharî adlı bir astronomi cetveliyle Enîsü’l-müneccimîn adlı bir başka eserin müellifi Mazharüddin Muhammed Lârî’nin adı bile et-Tefhîm’i hatırlatan Kitâbü’t-Tefhîm fi’stiḫrâci’t-taḳvîm’i zikredilebilir. Ayrıca Fahreddin er-Râzî’nin Ḥadâʾiḳu’l-envâr fî ḥaḳāʾiḳi’l-esrâr adlı eserinde Bîrûnî’nin et-Tefhîm’indeki geometriyle ilgili açıklamaları eleştirmesi ve Yâkūt el-Hamevî’nin Muʿcemü’l-Büldân adlı eserinde et-Tefhîm’den sık sık alıntı yapması eserin yaygın etkisi hesaba katıldığında şaşırtıcı sayılmamalıdır (et-Tefhîm, nşr. Celâleddin Hümâî, neşredenin girişi, s. me-nv). Yâkūt’un et-Tefhîm’den alıntıları kuzey ve güney yarım kürelerindeki yerleşim alanları, arzın çapının uzunluğu, okyanus ve denizler, yedi iklim teorisi ve enlem-boylam kavramları gibi geniş bir ilgi yelpazesini yansıtır (et-Tefhîm’e atıflar için bk. Muʿcemü’l-büldân, I, 15-43). Ayrıca Nizâmî-i Arûzî’nin Çehâr Maḳāle’sinin astronomi ve astrolojiyle ilgili üçüncü makalesinin et-Tefhîm’in giriş paragraflarından yapılan alıntıyla başlaması (Çehâr Maḳāle, s. 85) eserin popüler oluşunu göstermesi açısından fikir vericidir.

et-Tefhîm, Arapça yazma nüshasının (British Museum, MS, Or., nr. 8349) tıpkıbasımı şeklinde R. Ramsay Wright tarafından The Book of Instruction in the Elements of the Art of Astrology başlıklı İngilizce tercümesiyle birlikte neşredilmiştir (London 1934). Bu neşrin ilk tıpkıbasımından (Bağdat 1965) sonra ikincisi de yapılmıştır (nşr. Fuat Sezgin, Islamic Mathematics and Astronomy, XXIX, Frankfurt am Main 1998). Arapça versiyonun Ali Hasan Mûsâ’nın gerçekleştirdiği bir neşri de mevcuttur (Dımaşk 2003). Farsça nüshasını Bîrûnî ve et-Tefhîm’i ele alan uzun bir inceleme ile birlikte Celâleddin Hümâî yayımlamıştır (Tahran 1316-1318 hş.; Hümâî tarafından gözden geçirilmiş ve düzeltilmiş 2. bs., Tahran 1352 hş./1973; 3. bs., Tahran 1362 hş./1983). et-Tefhîm’in Kniga vrazumleniya naèafkam nauki o zvezdakh adıyla yapılmış Rusça bir çevirisi de vardır (B. A. Rosenfeld – A. Ahmedov v.dğr., Taşkent 1975).

BİBLİYOGRAFYA
Bîrûnî, Kitâbü’t-Tefhîm li-evâʾili ṣınâʿati’t-tencîm: The Book of Instruction in the Elements of the Art of Astrology (nşr. ve trc. R. R. Wright v.dğr.), London 1934 → (nşr. Fuat Sezgin), Frankfurt 1998, s. 1, 104, 190, 210, 259, 273, 317-319, ayrıca bk. tür.yer.; a.e. (nşr. Celâleddin Hümâî), Tahran 1352 hş./1973, s. 541-547, ayrıca bk. tür.yer., ayrıca bk. neşredenin girişi, s. 27-135, c-ks; a.mlf., Fihrist-i Kitâbhâ-yı Râzî ve Nâmehâ-yı Kitâbhâ-yı Bîrûnî (trc. ve nşr. Mehdî Muhakkık), Tahran 1366, s. 34, 37; a.mlf., el-Ḳānûnü’l-Mesʿûdî, Haydarâbâd 1375/1956, III, 1469, 1479; a.mlf., Alberuni’s India (trc. E. C. Sachau), London 1910, tercüme edenin girişi, I, s. XXVI; Nizâmî-i Arûzî, Çehâr Maḳāle (nşr. Muhammed Muîn), Tahran 1331, s. 85; Yâkūt el-Hamevî, Muʿcemü’l-büldân (nşr. F. Wüstenfeld), Leipzig 1866 → (ed. Fuat Sezgin), Frankfurt 1994, I, 15-43; Keşfü’ẓ-ẓunûn, I, 463; G. Lazard, La langue des plus anciens monuments de la prose persane, Paris 1963, s. 58-62; Sezgin, GAS, VII, 189-190; Seyyed Hossein Nasr, An Introduction to Islamic Cosmological Doctrines, London 1978, s. 151-174; G. Saliba, “Al-Bîrûnî and the Sciences of His Time”, Religion, Learning and Science in the ʿAbbasid Period (ed. M. J. L. Young v.dğr.), Cambridge 1990, s. 405-423; Ferîd Kāsımlû, “et-Tefhîm”, Dânişnâme-i Cihân-ı İslâm, Tahran 1382/2003, VII, 755-757.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 2011 yılında İstanbul’da basılan 40. cildinde, 271-273 numaralı sayfalarda yer almıştır.