DAĞISTÂNÎ, Ömer Ziyâeddin

(1850-1920)

Nakşibendî-Hâlidî şeyhi.

Müellif:

Kuzey Kafkasya’da Koysu nehri kıyısında bulunan Çerkay kasabasına bağlı Miyatlı köyünde doğdu. Babası Abdullah Dağıstânî Avar Türkleri’ndendir. Ailenin sekiz çocuğundan yedincisi olarak dünyaya gelen Ömer Ziyâeddin babasından Arapça ve çeşitli Kafkas dillerini öğrendi; ayrıca medreseye devam ederek dinî ilimleri tahsil etti. 1876 Osmanlı-Rus Savaşı sırasında Şeyh Şâmil’in oğlu Gazi Mehmed Paşa’nın maiyetinde Kafkas cephesinde muharebeye katıldı. Savaşın ardından İstanbul’a gitti. Bir müddet sonra Nakşibendî-Hâlidî şeyhi Gümüşhânevî Ahmed Ziyâeddin Efendi’ye intisap etti. Şeyhinden tefsir, hadis, fıkıh icâzeti aldı ve halife tayin edildi. Aralık 1878’de Edirne İkinci Ordu Alay müftülüğüne getirildi. Ertesi yıl kendisine İstanbul müderrisliği tevcih olundu. Edirne’de Eylül 1892 tarihine kadar görev yaptı. Haziran 1893-Mayıs 1901 yılları arasında Malkara kadılığı görevinde bulundu. 1903’te Kudüs mevleviyetine, ertesi yıl Tekirdağ kadılığına tayin edildi. Bu görevde iki yıl kaldıktan sonra İstanbul’a yerleşti (1906). 1908’de saltanat ve hilâfeti savunan Hadîs-i Erbaîn fî hukūki’s-selâtîn adlı eserini neşretti. Haziran 1909’da 31 Mart Vak‘ası’na karıştığı, İttihâd-ı Muhammedî Cemiyeti ve Derviş Vahdetî ile ilgisi olduğu iddiasıyla Dîvân-ı Harb-i Örfî tarafından müebbet kalebentliğe mahkûm edildi. Cezası bir süre sonra sürgüne çevrilerek Medine’ye gönderildi. Medine’ye gelen Hidiv Abbas Hilmi Paşa’nın daveti üzerine yedi ay sonra İskenderiye’ye gitti. Müntezeh Sarayı’nda hidivin saray hocalığını ve imamlığını yaptı. 1912 yılında çıkarılan genel af üzerine şeyhülislâmlığa başvurarak görev istediyse de kendisine olumlu cevap verilmedi. Mısır’da yaklaşık yedi yıl kaldıktan sonra İstanbul’a döndü (1916). 5 Ağustos 1919’da Süleymaniye Medresesi’nde hilâfiyat ve 27 Ekim 1920’de hadis müderrisliğine tayin edildi. 1919’da İsmâil Necati Efendi’nin vefatı üzerine boşalan Gümüşhânevî Dergâhı meşihatına getirildi. 30 Kasım 1920 günü vefat etti. Süleymaniye Camii hazîresinde Gümüşhânevî’nin halifelerine ayrılan bölüme defnedildi. Dört defa evlenen ve yirmi dört çocuğu olan Ömer Ziyâeddin’in ilk üç evliliğinden doğan çocukları yaşamamıştır. Soyu, son eşi Nazife Hanım’dan (Binatlı, ö. 1962) doğan sekiz çocuğundan beşiyle devam etmektedir.

Eserleri. Ömer Ziyâeddin başta hadis olmak üzere fıkıh ve kıraat gibi ilimlerle meşgul olmuş, bu sahalarda çeşitli eserler kaleme almıştır. Eserleri şöhret ve nüfuzunun geniş bölgelere yayılmasından dolayı İstanbul dışında Dağıstan, Mısır, Trabzon, Bursa ve Edirne’de de yayımlanmıştır.

1. et-Teshîlâtü’l-ʿaṭıre fî ḳırâʾati’l-ʿaşere (İstanbul 1304).

2. Âdâbü ḳırâʾati’l-Ḳurʾân (İstanbul 1326).

3. Tercüme-i Akāid-i Nesefiyye (Bursa 1308).

4. Sünenü’l-aḳvâli’n-nebeviyye mine’l-eḥâdîs̱i’l-Buḫâriyye (İstanbul 1308).

5. Hadîs-i Erbaîn fî hukūki’s-selâtîn (İstanbul 1326). Eserin yazma nüshası İstanbul Üniversitesi Kütüphanesi’ndedir (TY, nr. 3729).

6. Zübdetü’l-Buḫârî (Kahire 1330).

7. Zevâʾidü’z-Zebîdî (Kahire 1325).

8. Zübdetü’l-Buhârî Tercümesi (I-II, Trabzon 1341-1345).

9. Mir’ât-ı Kānûn-ı Esâsî (İstanbul 1324).

10. Beyânât-ı Fetâvâ-yı Ömeriyye fi’t-tarâiki’l-aliyye (Edirne 1301). Bu eser Tasavvuf ve Tarikatlarla İlgili Fetvalar adıyla İrfan Gündüz ve Yakup Çiçek tarafından sadeleştirilerek yayımlanmıştır (İstanbul 1984).

11. Mevlid-i Şerîf (Edirne, ts., Avarca).

12. Kısas-ı Enbiyâ (Dağıstan, ts., Avarca, manzum).

13. Mu‘cizâtü’n-nebî (Edirne 1304).

14. Kitâbü’l-Mu‘cizât li-cemîi’l-enbiyâ (İstanbul 1338).

BİBLİYOGRAFYA

İstanbul Müftülüğü Şer‘iyye Sicilleri Arşivi, Dosya nr. 1366.

Cemaleddin Server Revnakoğlu, İstanbul Tekkeleri Notları, Divan Edebiyatı Müzesi, Arşiv B, Zrf., 89.

, II, 189-190.

Şerafettin Erel, Dağıstan ve Dağıstanlılar Tarihi, İstanbul 1961, s. 248.

Sadık Albayrak, Yürüyenler ve Sürünenler, İstanbul 1979, s. 139-141.

a.mlf., Osmanlı Uleması, IV-V, 382-383.

İrfan Gündüz, Gümüşhanevî Ahmed Ziyâeddin, İstanbul 1984, s. 148-153.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1993 yılında İstanbul’da basılan 8. cildinde, 406-407 numaralı sayfalarda yer almıştır.

Leave a Comment