HASAN b. SÜFYÂN

HASAN b. SÜFYÂN Ebü’l-Abbâs el-Hasen b. Süfyân b. Âmir eş-Şeybânî (ö. 303/916) Hadis hâfızı.

Müellif: Mustafa Ertürk

213’te (828) Horasan yakınlarındaki Nesâ’da doğdu. Zehebî’nin eserinde bu tarihin 280 (893) civarında diye gösterilmesi (Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIV, 157) müstensih veya matbaa hatasından kaynaklanmış olmalıdır. Şeybân kabilesine mensup olup doğum yerine nisbetle Nesevî (bazı kaynaklarda Fesevî veya Nesâî) olarak anılır. Horasan, Bağdat, Basra, Kûfe, Hicaz, Mısır ve Şam gibi ilim merkezlerine yaptığı seyahatlerde İshak b. Râhûye, Kuteybe b. Saîd, Ali b. Hucr, Ahmed b. Hanbel, Yahyâ b. Maîn ve Ebû Bekir b. Ebû Şeybe gibi şahsiyetlerden hadis tahsil eden Hasan b. Süfyân, hocası Hibbân b. Mûsâ’nın huzurunda Abdullah b. Mübârek’in rivayetleriyle çok fazla meşgul olmasının, Ebü’l-Velîd et-Tayâlisî ile Süleyman b. Harb’in rivayetleri üzerinde çalışmasına engel teşkil ettiğini söylemektedir. Fıkıh bilgisini mezhep kurucusu, fakih ve muhaddis Ebû Sevr’den Kitâbü’s-Sünen’i (muhtemelen İmam Şâfiî’nin es-Sünenü’l-meʾs̱ûre’sini) okuyarak geliştirdi ve onun mezhebine göre fetva verdi. Ayrıca Harmele b. Yahyâ’dan fıkıh dersi aldı. Kaynaklarda onun Şâfiî fukahasının ilk tabakasından olduğu da kaydedilmektedir. İbn Ebû Şeybe’nin derslerini bizzat kendisinden dinledi; İshak b. Râhûye’den el-Müsned’inin çoğunu, Muhammed b. Ebû Bekir el-Mukaddemî’den et-Tefsîr adlı eserini okudu. Nadr b. Şümeyl’in talebelerinden edebiyat dersi aldı. Kendisinden İbn Huzeyme, İbnü’l-Ahrem, İbn Hibbân, Ebü’l-Velîd el-Ümevî, Ebû Bekir el-İsmâilî, Gıtrîfî ve torunu İshak b. Sa‘d hadis tahsil etti. Hasan b. Süfyân, Nesâ’ya yaklaşık 17 km. mesafedeki Bâlûz köyünde 303 yılının Ramazan ayında (Mart 916) vefat etti ve burada defnedildi. Kabri halen ziyaretgâhtır.

Anlayışı, zekâsı, derin bilgisi ve ilmî cesaretiyle meslektaşlarının ve hocalarının takdirini kazanan Hasan b. Süfyân’ı hocası Ali b. Hucr bu yönleriyle beğenmiş ve kendisine “Ebü’l-Abbas” (arslan babası) künyesini vermiştir. Cerh ve ta‘dîl imamları arasında sayılan Hasan b. Süfyân’a doksan yaşlarında iken sened ve metinleri birbirine karıştırılmış hadislerin gösterildiği ve onun hangi metnin hangi senede ait olduğunu belirlediği rivayet edilir. Hâkim en-Nîsâbûrî, Hasan b. Süfyân’ın kendi devrinde Horasan bölgesinin muhaddisi, sika bir râvi, hadis rivayetinde çok ihtiyatlı davranan ferâset sahibi bir kişi, edebiyat ve fıkıh ilimlerinin de önde gelen üstatlarından olduğunu söylemekte, İbn Ebû Hâtim de ondan “sadûk” diye söz etmektedir.

Hasan b. Süfyân’ın, yirmi dört başlık altında ahlâk ve ibadete dair kırk beş hadis ihtiva eden Kitâbü’l-Erbaʿîn adlı eseri Muhammed b. Nâsır el-Acemî tarafından neşredilmiştir (Beyrut 1414/1993). Ayrıca kaynaklarda el-Müsnedü’l-kebîr (İbn Hacer el-İṣâbe’sinde bu eserden pek çok iktibas yapmıştır [Sezgin, I, 169-170]), Kitâbü’l-Vuḥdân, el-Câmiʿ ve el-Muʿcem adlı eserleri olduğu zikredilmektedir. Kettânî isimlerini belirtmeden Hasan b. Süfyân’ın üç müsnedi bulunduğundan söz etmektedir (er-Risâletü’l-müstetrafe, s. 227). el-Müsnedü’l-kebîr’in dışındakiler, muhtemelen Müsnedü ʿAbdillâh b. Mübârek gibi onun başka râvilerin rivayetlerini bir araya getirdiği eserlerdir.

BİBLİYOGRAFYA

İbn Ebû Hâtim, el-Cerḥ ve’t-taʿdîl, III, 16.
Abbâdî, el-Fuḳahâʾü’ş-Şâfiʿiyye, s. 57-58.
İbnü’l-Cevzî, el-Muntaẓam, VI, 132-133.
İbnü’l-Esîr, el-Kâmil, VIII, 96.
a.mlf., el-Lübâb, III, 308.
İbn Manzûr, Muḫtaṣaru Târîḫi Dımaşḳ, VI, 337.
Zehebî, Aʿlâmü’n-nübelâʾ, XIV, 157-162.
a.mlf., Teẕkiretü’l-ḥuffâẓ, II, 704.
a.mlf., Mîzânü’l-iʿtidâl, I, 492-493.
Safedî, el-Vâfî, XII, 32.
Sübkî, Ṭabaḳāt, III, 264-265.
İbn Kesîr, el-Bidâye, XI, 124-125.
İbn Hacer, Lisânü’l-Mîzân, II, 211.
Tecrid Tercemesi, I, 308, 320, 355.
Süyûtî, Ṭabaḳātü’l-ḥuffâẓ (Ömer), s. 308.
İbnü’l-İmâd, Şeẕerât, II, 241.
Kehhâle, Muʿcemü’l-müʾellifîn, III, 228.
Sezgin, GAS, I, 169-170.
Ziriklî, el-Aʿlâm (Fethullah), II, 192.
Talât Koçyiğit, Hadis Istılahları, Ankara 1985, s. 465.
Kettânî, er-Risâletü’l-müstetrafe (Özbek), s. 100, 132, 193, 227.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1997 yılında İstanbul’da basılan 16. cildinde, 352-353 numaralı sayfalarda yer almıştır.

Leave a Comment