İBN DÜRÜSTEVEYH

Ebû Muhammed Abdullah b. Ca‘fer b. Dürüsteveyh b. el-Merzübân el-Fârisî el-Fesevî (ö. 347/958)

Dil ve edebiyat âlimi.

Müellif:

Muhtemelen 258’de (871) İran’ın Şîraz bölgesindeki Fesâ kasabasında doğdu (Dürüsteveyh kelimesi Farsça’da “emin, doğru” anlamına gelen dürüst kelimesiyle teşbih veya nisbet bildiren veyh ekinden meydana gelmiştir). İran asıllı olması sebebiyle Fârisî, doğum yeri dolayısıyla da Fesevî nisbeleriyle anılır. Babası Ca‘fer’in tanınmış bir muhaddis olduğu, kardeşi Hasan ile amcasının oğlu Heysem b. Seleme’nin de hadis ilmiyle yakından ilgilendikleri dışında ailesi hakkında bilgi yoktur.

270 (883-84) yılında babasıyla birlikte hadis tahsili için Bağdat’a giden İbn Dürüsteveyh dönemin tanınmış âlimlerinden hadis okudu ve icâzet aldı. Burada karşılaştığı İbn Kuteybe, Müberred ve Sa‘leb gibi dil bilginlerinden de istifade etti. Memleketi Fesâ’ya döndüğünde muhaddis Ebû Yûsuf Ya‘kūb b. Süfyân el-Fesevî’den hadis dinledi. Onun el-Maʿrife ve’t-târîḫ adlı eserini kendisinden rivayet etti. Muhtemelen 283 (896) yılında babasıyla birlikte tekrar Bağdat’a gitti. Ebû Ali el-Kālî, Muhammed b. Muzaffer, Dârekutnî, İbn Şâhin, Merzübânî ve Mansûr b. Melâib es-Sayrafî gibi dil ve hadis âlimleri yetiştiren İbn Dürüsteveyh’i Hibetullah el-Lâlekâî hadis rivayeti konusunda zayıf bulurken İbn Mende, Hasan b. Osman eş-Şîrâzî ve Zehebî gibi birçok otorite güvenilir bir râvi olduğu görüşünde birleşir. İbnü’l-İmâd ona zaaf isnat edenlerin herhangi bir delile dayanmadıklarını söyler (Şeẕerât, II, 375). İbn Dürüsteveyh Bağdat’ta vefat etti.

Bağdat’ı ilk ziyareti esnasında zamanın önde gelen dil âlimlerinin etkisiyle gramer ve sözlük çalışmalarına ilgi duyan İbn Dürüsteveyh, İbn Kuteybe’den aldığı dersler sayesinde dil ve edebiyata yönelmiştir. Onun bir dilci olarak yetişmesinde etkili olan en önemli şahsiyet Müberred’dir. Müberred’den Sîbeveyhi’nin el-Kitâb’ını okumuş, kaleme aldığı Taṣḥîḥu’l-Faṣîḥ adlı eserinde şiir, rivayet ve lugatın dil kurallarının belirlenmesinde delil olarak kullanılışını bu eserden yaptığı nakillerle göstermeye çalışmıştır. Bu dönemde Bağdat’ta bulunan Kûfe dil mektebinin temsilcisi Sa‘leb ile Basra dil mektebini temsil eden Müberred arasında dil üzerine yapılan tartışmalara tanık olan İbn Dürüsteveyh, lugat ve nahiv konularında Basra ve Kûfe dil okullarının görüşlerini uzlaştırmaya çalışmış, et-Tavassuṭ beyne’l-Aḫfeş ve S̱aʿleb adlı eserini de bu amaçla yazmıştır. Dolayısıyla onun dilciliği bu iki dil akımını uzlaştıran Bağdat mektebine daha yakındır. Bununla birlikte tefsir ve hadise dair eserlerinde dille ilgili konularda uzlaştırmacı bir yaklaşım sergilerken doğrudan dille ilgili eserlerinde Basra temayülünün ağır bastığı görülmektedir.

Eserleri. Kaynaklarda İbn Dürüsteveyh’in eleştiri, reddiye ve şerh ağırlıklı olmak üzere elli kadar eseri bulunduğu kaydedilmektedir. Taṣḥîḥu’l-Faṣîḥ’ini yayımlayan Abdullah el-Cübûrî bu eserlerin bir listesini vermektedir (s. 22-51). Bunlardan on yedisi lugata, on yedisi gramere, altısı Kur’an’a, altısı şiir ve edebiyata, biri aruza, biri garîbü’l-hadîse dairdir. Yayımlanmış eserleri şunlardır:

1. Kitâbü’l-Küttâb (Edebü’l-kâtib, el-Kitâbü’l-mütemmim fi’l-ḫaṭ ve’l-hicâʾ, Elfâẓü’l-küttâb fi’l-ḫaṭ ve’l-hicâʾ, el-Elfâẓ li’l-küttâb). Eserde Arap yazısıyla ilgili çeşitli meseleler, kâtiplerin uyması gereken kurallar ele alınmış, yer yer lugat ve gramerle ilgili konulardan da bahsedilmiştir. Kitap ilk defa Luvîs Şeyho (Beyrut 1921, 1927), daha sonra da İbrâhim es-Sâmerrâî ve Abdülhüseyin el-Fetlî tarafından yayımlanmıştır (Küveyt 1397/1977).

2. Taṣḥîḥu’l-Faṣîḥ. Hocası Sa‘leb’in lugatla ilgili el-Faṣîḥ adlı eserinin şerhidir. Müellif bu eserde hocasını tenkit etmekten çekinmemiştir. Taṣḥîḥu’l-Faṣîḥ’i Abdullah el-Cübûrî neşretmiştir (Bağdad 1975).

3. Şerḥu mâ yüktebü bi’l-yâʾ mine’l-esmâʾi’l-maḳṣûre ve’l-efʿâl. Abdülhüseyin el-Fetlî (Mecelletü Külliyeti’l-âdâb bi-Baġdâd, sy. 17 [Bağdad 1973], s. 151-170) ve Muhammed Bedevî el-Mahtûn tarafından (MMMA, XXIII/2 [Kahire 1397/1977], s. 49-96) yayımlanmıştır.

İbn Dürüsteveyh’in diğer bazı eserleri de şunlardır: el-İrşâd, el-Ḥay ve’l-meyyit (el-Ḥayât ve’l-mevt), Ḫaberu Ḳus b. Sâʿide ve tefsîruh, Şerḥu’l-Muḳteḍab li’l-Müberred, İbṭâlü’l-eẓdâd, Cevâmiʿu’l-ʿarûż, el-İḥticâc li’l-ḳurraʾ, Aḫbârü’n-naḥviyyîn (nüḥât), el-İntiṣâr li-Kitâbi’l-ʿAyn, el-Maʿârif fi’l-Ḳurʾân, Meʿâni’ş-şiʿr, Fî İftirâḳi maʿnâ feʿale ve efʿale, Fi’l-Ḳurʾân, Fî İttifâḳi’l-elfâẓ ve’l-meʿânî, et-Terkîb, İbṭâlü’l-ḳalb, Tefsîru Kitâbi’l-Ferḫ li’l-Cermî.

BİBLİYOGRAFYA

İbn Dürüsteveyh, Taṣḥîḥu’l-Faṣîḥ (nşr. Abdullah el-Cübûrî), Bağdad 1975, neşredenin girişi, I, 7-89.
a.mlf., Kitâbü’l-Küttâb (nşr. İbrâhim es-Sâmerrâî – Abdülhüseyin el-Fetlî), Küveyt 1397/1977, neşredenlerin girişi, s. 5-12.
Ebû Bekir ez-Zübeydî, Ṭabaḳātü’n-naḥviyyîn ve’l-luġaviyyîn (nşr. M. Ebü’l-Fazl), Kahire 1392/1973, s. 116.
, s. 68.
İbn Mis‘ar et-Tenûhî, Târîḫu’l-ʿulemâʾi’n-naḥviyyîn (nşr. Abdülfettâh M. el-Hulv), Kahire 1412/1992, s. 46-47.
, IX, 428-429.
Kemâleddin el-Enbârî, Nüzhetü’l-elibbâʾ (nşr. M. Ebü’l-Fazl), Kahire 1386/1967, s. 283-285.
, XIV, 115.
, VIII, 526.
, II, 113-114.
, III, 44-45.
, XV, 531-532.
, XVII, 103-104.
, XI, 233.
Fîrûzâbâdî, el-Bulġa fî terâcimi eʾimmeti’n-naḥv ve’l-luġa (nşr. M. el-Mısrî), Küveyt 1407/1987, s. 121-122.
, III, 267-268.
, II, 36.
, I, 166-167.
, I, 68, 115, 116, 506, 739, 900; II, 1108, 1205, 1451, 1472, 1729, 1730, 2041.
, II, 375.
, I, 101.
, I, 174.
, I, 374, 553; II, 282, 298, 299, 330, 343, 374, 558.
, VIII, 106-108.
, I, 305-306.
Adnân Muhammed Selmân, “Taʿḳīb ʿalâ taḥḳīḳi Kitâbi’l-Küttâb li’bn Dürüsteveyh”, , XXXI/4 (1980), s. 463-497.
Muhammed Bedevî el-Mahtûn, “Ḫaṣâʾiṣü’l-ʿArabiyye fî naẓari İbn Dürüsteveyh”, , LXVIII (1411/1991), s. 149-175.
J. C. Vadet, “Ibn Durustawayh”, , III, 758.
Muhammed Ali Lisânî Feşârekî, “İbn Dürüsteveyh”, , III, 493-497.
Seeger A. Bonebakker, “Ebn Dorostawayh”, , VIII, 13.

Bu madde TDV İslâm Ansiklopedisi’nin 1999 yılında İstanbul’da basılan 19. cildinde, 420 numaralı sayfada yer almıştır.

Leave a Comment