Giovanni Ricci. Türk saplantısı: yeniçağ Avrupa’sında korku, nefret ve sevgi (2005)

Giovanni Ricci. Türk saplantısı: yeniçağ Avrupa'sında korku, nefret ve sevgi (2005)
Title:Türk saplantısı: yeniçağ Avrupa’sında korku, nefret ve sevgi=Ossessione turca: in una retrovia cristiana dell’Europa moderna
Author:Giovanni Ricci
Translator:Kemal Atakay
Editor:Yayına hazırlayan: Hülya Hatipoğlu
Language:Turkish
Series:Kitap yayınevi: 77, Tarih ve coğrafya dizisi: 30
Place:İstanbul
Publisher:Kitap Yayınevi
Year:2005
Pages:232
ISBN:9758704621
File:ePub, 1.83 MB
Download:Click here

Giovanni Ricci. Türk saplantısı: yeniçağ Avrupa’sında korku, nefret ve sevgi. Çeviren: Kemal Atakay; Kitap yayınevi: 77, Tarih ve coğrafya dizisi: 30. İstanbul: Kitap Yayınevi, 2005, 232 s. ISBN 9758704621

Batı Avrupa kültürü içinde “Türkler”, birkaç yüzyıl boyunca toplumun bütün düzeylerinde başlıca tutku, yazı ve sohbet konularından biri oldu. Eskiden “Türkler” sözünün bugünkünden daha geniş bir anlamı vardı. Bu söz dar anlamda yalnızca Osmanlı sultanının tebaasını değil, neredeyse bütün Müslümanları kapsıyordu. O kadar ki, çeşitli Avrupa dillerinde “Türkleşmek” deyimi aslında Müslüman olmak, lslam dinine geçmek anlamma geliyordu. Gene de, imparatorluklarının büyük gücü nedeniyle daha çok Osmanlı Türkleri düşünülüyordu. İtalyan Rönesans’ının büyük isimlerinden Niccolò Machiavelli, 1521’de, aylakların kahvelerde, “gelmek üzere olan Türk”ten, “bu dönemde Haçlı Seferi düzenlemenin yerinde olup olmayacağı”ndan ve “benzeri saçmalıklar”dan söz ederek vakit geçirdiklerini belirtiyordu. Demek ki, Machiavelli gibi dahi kişilerin alay ettikleri bir saplantı söz konusuydu. Kitapta bu saplantı tipik sayabileceğimiz bir dizi olay aracılığıyla irdeleniyor ve incelenen belgeler sayesinde şaşırtıcı yaşam öyküleri ortaya çıkıyor: Hıristiyanlarla yaşayan Magripli kadınlara ve Türklerle yaşayan Hıristiyan kadınlara rastlıyoruz; Türklerin elinde tutsak olmaktan kurtulmalık vererek kurtulan Hıristiyanların yurtlarına dönüşlerinde düzenlenen törenlere ve kürek mahkumu Türklerin sokaklardan dramatik bir şekilde geçirilişlerine tanık oluyoruz; Tunus’ta İslam inancını benimseyen ve önemli kişiler haline gelen bazı Ferraralı denizcilerin yaşamlarını inceliyor, savaş haberlerini ve Haçlı Seferi düşlerini dinliyoruz; kısacası, insanlar, nesneler, seslerden oluşan sürekli bir gelgite dalmış buluyoruz kendimizi.

Leave a Comment